Erkekleri meşgul eden sağlık konularının başında varikosel gelmektedir. Acaba bende de varikosel var mı? ya da “testislerimde ağrı var, acaba varikosel olabilirmiyim?” gibi. Bir de doktorunuz tarafından varikosel tanısı konulmuş ise, o zaman ameliyat olup olmama veya ne zaman olunması gerektiği ayrı birer problem oluşturmaya başlar.
Aslında varikosel, testislerden gelen kirli kanı taşıyan venlerin aşırı genişlemesi ve içerisindeki kanın geride birikmesi olarak tanımlanabilir. Bu durumda içerisinde toksik metabolitler taşıyan kan testislere zarar vermeye başlar. Aynı zamanda biriken kanın neden olduğu ısı artımı da testislerdeki fonksiyon bozulmasına katkıda bulunur. Diğer yandan testis içerisinde kan dolaşımı da bozularak, oksijen azalması ile birlikte iskemi denilen doku bozunması başlar.
Varikoseli olan erkeklerin yaklaşık üçte birinde sperm değerleri de bozulmaktadır. Buda sonuçta kısırlık nedeni olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, varikosel her erkekte testis fonksiyonlarını ve sperm değerlerini bozmaz. Mutlaka kısırlık yapacak şeklinde bir veri de yoktur. Ama zararlı olabileceği yönünde anlamlı kanıtlar mevcuttur.
Varikoselden şüphelenmek için 3 neden olmalı:
- Çocuk olmaması
- Testislerde ağrı olması
- Skrotumda şişkinlik ya da kitle hissedilmesi
İşte bu durumlardan birisi varsa, varikosel için muayene olunmalıdır.
Varikoselin tanısı ve tedavisi konusunda Türk Androloji Derneği son derece açıklayıcı bir kılavuz yayınladı. Her yönüyle varikoselin ele alındığı bu kılavuz, hastalığın tanınmasında ve tedavi edilmesinde belirli kriterler getirmektedir.
TAD Varikosel kılavuzunda belirtildiği şekli ile varikosel var demek için mutlaka muayene olunması gerekir. Varikosel tanısı klinik muayene ile konulur. Diğer bir ifadeyle, sadece muayene edilip, varikosel bulunursa varikosel var demektir, her hangi bir film ya da ultrason tetkiki gerekmez. Yandaki şekilde görüldüğü gibi, varikosel skrotum içerisinde bir şişlik yaparak belirir. Ama bazen bu kadar belirgin bir şişlik bulunmayabilir. Böyle durumlarda hasta ayakta iken elle varikoselin hissedilmesi ya da valsalva manevrası denilen ıkınma sonrası algılanması da yeterlidir. (Şekil:http://www.andrologia.org/eng/varicocele_engl.htm’den alınmıştır).
Varikosel için bir hormon tetkiki ya da genetik inceleme yapılması da gerekmez. Bununla birlikte, muayene sırasında şüphede kalınıyorsa, Doppler incelemesi yapılabilir. Eğer muayenede varikosel bulunmamış ama ultrason ya da Doppler ile bulunmuş ise, bu tür subklinik adı verilen varikoselin tedavi edilmesi gerekmez.
Muayene edilip, varikosel tanısı konsa bile her erkeğin tedavisi gerekmemekte. Tedaviye geçmek için varikoselin mutlaka sperm değerlerini bozmuş olması gerekir. Yani spermi normal ise tedavi edilmeyebilir.
Evli olmayan erkeklerde de varikosel bulunmş ve sperminde bozulma başlamış ise tedavi yapılmalıdır. Eğer erkek adolesan çağda, yani henüz ergenliğe gelmemiş ise ve sperm veremiyorsa bu durumda testiste küçülme olup olmadığına bakılır. O taraf testisi %10’dan fazla volüm kaybetmiş ise yine ameliyat endikasyonu vardır.
Testislerinde ağrı olan ve muayene ile varikosel saptanan erkeklerde bu ağrının mutlaka varikoselden kaynaklanıyor olması gerekmez. Önce diğer nedenler araştırılmalı ve semptomatik tedavi yapılmalı, ondan sonra varikoselin tedavisine geçilmelidir.
Varikoselin tedavisi ameliyattır. Ameliyat sırasında mikroskop kullanılması önerilmektedir. Ameliyatı kasık bölgesinden yapılan küçük bir kesi ile gerçekleşir. Testisi drene eden venler bağlanır. Yaklaşık 30-60 dk. sürer. Bu sırada testisle ilgili diğer oluşumların zarar görmemesine özen gösterilmelidir. Varikosel ameiyatı dikkatli yapılmaz ise hidrosel (testis çevresinde sıvı birikimi), atrofi gibi komplikasyonlar görülebilir. Ama son yıllarda, ameliyat tekniğinde elde edilen ilerlemeler sayesinde bu komplikasyonlara hemen hemen hiç rastlanılmamaktadır. Bunda cerrahın deneyimi önemlidir.
Varikosel ameliyatından sonra sperm değerlerinde ve gebelik şansında anlamlı düzelmeler olduğu, çok sayıda çalışmada bildirilmektedir. Olguların %50-80’inde spermlerinde düzelme görülürken, %20-69 arasında gebelik bildirilmektedir. Azoospermi olgularında da varikosel ameliyatı yapılması önerilirse de, başarısının daha düşük olacağı önceden belirtilmelidir.
Tüp bebek uygulaması yapılacak erkeklerde de varikosel ameliyatı yapıldıktan sonra tüp bebeğe geçilmesi başarıyı artırabilir. Ameliyat edilen hastaların bir kısmında sperm değerleri biraz daha yükselerek mikroenjeksiyon (ICSI) yerine aşılama (IUI) uygulamasına geçilebilir, hatta doğal yolla gebe kalma şansı da elde edilebilir. Spontan gebelik sağlanamayan olgularda sperm sayısı, motilite veya sperm morfolojisindeki iyileşme ile yardımcı üreme tekniklerinin başarısı artmaktadır.