Her çiftin sağlıklı bir çocukları olmasını beklemeleri gayet doğaldır. Hayat şartları gereği bu arzunun hemen gerçekleşmesi de istenebilir veya biraz daha ileriye ötelenebilir. Ancak şurası da bir gerçek, istendiği zaman ilk ilişkide mutlaka gebe kalınmayabilir. Her on çiftten sadece biri, ilk girdikleri ilişkiden gebe kalabilecektir. Geri kalanlarının takip eden ayları beklemeleri gerekir. Birkaç ay geçtikten sonra da endişeler artmaya başlar ve akla tüp bebek seçeneği gelir. Çevrenin beklentisi ve bu konunun sürekli gündemde olması da hemen tüp bebeğe geçilmesi yönünde ciddi bir baskı yaratır. Acaba tek çare tüp bebek mi, buna nasıl karar vereceğiz?
Tüp bebek, büyük kısmı kadını ilgilendiren bir süreçtir. Muayene, rahim filmi çekilmesi, kan tahlilleri, ultrason incelemesi gibi ön tetkikler yapıldıktan sonra yaklaşık 2 ya da 3 haftalık bir hormon tedavisi gerekir. Bu sırada yumurtalardaki büyümeyi kontrol etmek için de aralıklı olarak vajinal ultrason muayeneleri yapılır. Belli bir büyüklüğe eriştikleri görülünce OPU yani yumurta toplama zamanı gelmiş demektir. Bu aşamada anestezi altında ve ameliyathane şartlarında yumurta toplama işlemine geçilir. Anlaşılacağı üzere tüp bebek oldukça zahmetli bir tedavi yöntemi. Titiz yapıldığı zaman her ne kadar ciddi bir komplikasyon görmesek de bazen hayatı tehdit edecek problemler de çıkabilir. Ekonomik boyutu da ayrı bir konu. Dolayısıyla, tüp bebek kararı için acele etmemeli, sabırla beklenirse bir süre sonra doğal yolla da gebelik olabilir.
Özellikle kadında yumurtlama zamanına denk getirilerek haftada 2-3 kez ilişkiye girilmesiyle çiftlerin yarısında ilk 6 ay içinde gebelik görülür. Takip eden 6 ayda ise geri kalanının yarısı bunu başarır. Her 20 çiftten sadece biri 2 yıl geçmesine rağmen sonuç alamayacaktır. Tabii ki bazı durumlarda hiç zaman kaybetmeden tüp bebek yapılması tek seçenek olabilir. Örneğin kadın yaşının ileri olması, adet düzensizlikleri, yumurta sayısında azalma gibi kısıtlayıcı durumlar varsa, beklemekle çocuk olma şansı hızla düşebileceğinden acele edilmesi önerilir. Ancak ön muayenelerinde böyle bir risk yoksa, genel kanı korunmasız düzenli ilişkilerle bir yıl beklenmesi yönündedir. Erkek yönünden ise beklemeyi engelleyecek tek seçenek tedavi edilememiş azoospermi olmasıdır. Çünkü azoospermilerin bile %10-15’i tedavi ile sperm çıkışına kavuşabilmekte.
Tahlillerde sperm sayısının çok düşük görülmesi tüp bebek için yönlendirici olmamalı. Çünkü sayı mililitrede 1 ile 5 milyon arasında olsa bile, bu çiftlerin üçte birinde 2 ya da 3 yıl içinde doğal yolla gebelik görüyoruz. Yani 1 milyon sayı bile gebelik için yeterlidir. Spermin gebelik başarısında sayıdan daha önemli 2 parametre var; hareket ve oksidatif stres.
Spermin doğal yolla çocuk yapabilmesi için öncelikle yumurtaya ulaşıp onu dölleyebilmesi gerekir. Yumurtaya ulaşabilmesi için de hiç kuşkusuz ileri doğru ilerleyebilmeli. Çıkan spermlerin üçte birinden fazlası ileri doğru hareket edebiliyorsa, bunu normal kabul ediyoruz, yani doğal yolla gebelik yapabilir. Tahlillerde hareket değerlendirmesi yapılırken her 100 spermden kaç tanesinin ileri doğru gittiği hesaplanır. Bu sıfır olmadığı müddetçe yumurtaya ulaşabilecek sperm var demektir ve şans gittikçe düşse de yine de doğal yolla gebelik beklenebilir.
Doğal yolla gebelik şansını düşürecek önde gelen nedenlerden biri de oksidatif strestir, yani spermlerin içinde yüzdüğü sıvıda zararlı metabolitlerin birikimi. Bu maddeler zamanla spermlerin enerjisini azaltıp yumurtayı dölleyebilme kapasitelerini kısıtlar, biraz daha ilerlediğinde ise DNA hasarına yol açarak hücrenin ölümüne neden olur. Aslında bu da doğal yolla gebelik için mani teşkil etmez çünkü zamanında tanı konursa bazı önlemlerle tedavi edilebilir.
Netice olarak, ön muayenelerinde erkek ve kadın için aksi bir durum söz konusu değilse büyük kısmının doğal yolla çocuk sahibi olmaları mümkündür. Bir yıl bekleyenlerin %15’i, 2 yıl bekleyenlerin ise sadece %5’i bunu başaramayıp tüp bebeğe yönelme gereği duyar. Bunu dikkate alarak, çocuk arzularının gerçekleşmesi yönünde yeni evlilerin sabırlı olmaları, çevrelerindekilerin de buna anlayış göstermeleri sağlıklı bir evlilik hayatı için son derece önemlidir.
Bu yazı https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ sayfasında yayınlandı
Resim: https://openclipart.org/