Globozoospermi, sperm başının normal oval şeklini kaybedip tamamen yuvarlak bir görünüm almasıdır. Böyle spermlerde akrozom dediğimiz ve içerisinde yumurtanın zarlarını eritmeye yarayan enzimleri taşıyan kese de gelişmemiştir. Dolayısıyla, globozoospermi olgularında doğal yolla gebelik beklenmez.
Çin’de Zhengzhou Üniversitesinde bir grup araştırıcı, sperm tahlilinde globozoospermi buldukları bir erkekte mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi ile tüp bebek yaparak, sağlıklı bir bebeğin dünyaya geldiğini bildirdiler.
Erkeğin sperm analizinde sayı 35 milyon/ml ve hareketlilik oranı ise %38 olarak bulunmuş. Boyama yapılarak morfoloji değerlendirildiğinde ise tamamının yuvarlak başlı %100 globozoospermi olduğu anlaşılmış. Bu spermlerin genetik yapısı incelendiğinde, anormal embriyo gelişimine neden olabilecek anöploidi oranı ise %0.2 olarak gelmiş.
Araştırıcılar, globozoospermi olgularında hareket eden, anöploidi oranı düşük ve DNA hasarı normal değerlerde olan erkeklerin spermlerinin tüp bebek ile (ICSI) gebelik sağlayacak ölçüde sağlıklı olabileceklerini söylemekte. Daha önceki çalışmalarda yuvarlak başlı böyle spermlerin DNA hasar oranlarının da yüksek olacağı gösterilmişti. Bu çalışmada ise sperm baş anomalileri ne kadar şiddetli ise DNA hasarının da o derece artacağı bildirilmekte. Dolayısıyla, globozoospermi olgularında DNA hasarı tedavi edildikten sonra, hareketli spermler seçilmek şartıyla tüp bebek yapılabilir ve sağlıklı bir doğum elde edilebilir. Spermin hareketli olması, çekirdeğinin, genetik malzemesinin ve enerji kaynaklarının normal işlediğinin önemli bir göstergesidir. Ancak böyle olgularda çocuğun gelişimini olumsuz etkileyebilecek genetik hasar bulunma tehlikesi de göz önünde tutularak, tüp bebek öncesi spermlerin FISH boyaması ile anormal kromozom yapıları araştırılmalıdır. Gerekiyorsa embriyo biyopsisi ile sağlıklı embriyolar seçilerek eşine nakledilmeli.
Kaynak: He M, Tan L. Correlation between sperm ultrastructure in infertile patients with abnormal sperm morphology and DNA damage. Genet Mol Res. 2015 Dec 15;14(4):17000-6. doi: 10.4238/2015.