Prof.Dr. Kaan AYDOS
Testis kanseri tanısı konan ve orkiektomi yapılmış olan erkeklerde, geride kalan testisin fonksiyonlarının ne derece etkilendiği, üzerinde fazla çalışılmış bir konu değildir. Bu nedenle, Norveç’den Jacobsen ve arkadaşları, bu şekilde orkiektomi yapılarak gözlem protokolüne aldıkları 60 hastayı 1 yıl süreyle incelemişlerdir. Bu süre içerisinde sadece 2 hastada kanserin nüks ettiği görüldü.
Orkiektomiden sonraki ilk 3 hafta içerisinde bunların 36’sında spermiyogramları normaldi (sayısı > 10 mil/ml), 17’si oligozoospermik, 7’si ise azoospermikdi. Tedaviden 1 yıl sonra ise 45 hastanın normal spermiyogramı bulunduğu görüldü. İlginç olarak, orkiektomiyi takiben 1 yıl içerisinde ortalama sperm sayısı 26’dan 39 milyon/ml’ye anlamlı ölçüde yükselmişti. FSH’sı tedaviden hemen sonra yüksek ve spermiyogrami bozuk olan 7 hastanın da 3’ünde yine 1. yıl sonunda sperm parametreleri düzeldi. Hatta, karşı testiste daha sonra nüks gözlenen 2 olgozoospermili olguda bile 1 yıl sonunda normal değerlere erişildiği izlendi. Orkiektomiden sonra 28 hastanın spontan olarak, 2’sinin ise üremeye yardımcı teknikler kullanılarak eşlerini gebe bıraktıkları kaydedildi.
Bütün bu sonuçlar ortaya koymaktadır ki, gözlem protokolüne alınan ve nüks etmeyen testis kanserli olgularda, özellikle FSH normal sınırlarda bulunanlarda, orkiektomiyi takiben 1 yıl içerisinde önceden bozuk olan sperm bulguları tekrar düzelmektedir. Bu nedenle, yüksek risk grubunda bulunan oligozoospermik olgularda orkiektomiyi takiben sperm değerlerinin geçici olarak yükseldiği dönemde ejakulatları alınarak dondurulursa ileride üremeye yardımcı tekniklerde kullanılarak çocuk sahibi olabilmeleri mümkün olabilecektir.