Hareket, vücut sağlığı için önemli bir ihtiyaçtır. Düzenli fiziksel aktivitelerin kas ve kemiklerin güçlenmesi, kalp sağlığını desteklemesi, fazla kilolarda kurtulmak gibi çok sayıda faydası bilinmekte. Daha enerjik ve kaliteli bir yaşam insan ömrünü de uzatır. Ancak her konuda olduğu gibi, fiziksel aktivitelerin de aşırı ve kontrolsüz yapılması ciddi sorunlara yol açabilir. Üreme sağlığı da bunlardan biridir.
Bilimsel çok sayıdaki veri, sportif faaliyetlerde üreme fonksiyonlarını tehlikeye sokacak belli bir sınırın bulunduğunu ortaya koymuştur. Örneğin uzun mesafe koşucuları ve bisiklet sürücülerinde spor için harcanan süre ve efor arttıkça, sperm kalitesinde de bozulma başlamakta. Koşu bantlarıyla yapılan çalışmalarda yoğun fiziksel aktivitenin bir yıl devam etmesi durumunda sperm sayı ve hareketinde düşme yaptığı gösterilmiş. Her ne kadar kesin bir veri bulunmasa da sportif faaliyetlerin şiddeti ve süresi arttıkça testislerin çalışmasının gittikçe zayıfladığı söylenebilir.
Ağır sportif faaliyetler kanda kortizol ve katekolaminlerde artışa yol açmakta. Bunlar, vücudun stres durumlarına verdiği normal bir yanıttır. Neticede kaslara daha fazla oksijen ve enerji sağlamak için metabolizma hızlanır, nabız ve tansiyon yükselir. Aynı zamanda bu maddelerdeki artış beyinden salgılanan FSH ve LH hormonlarının salgılanma ritmini bozar, üretimini azaltır. Oysa FSH ve LH, testislerde sağlıklı bir sperm üretimi için temel ihtiyaçtır. Eksikliklerinde hücreler beslenemez, kanda testosteron düşer. Bu da spermin sayısını, hareketini ve şeklini olumsuz yönde etkileyerek, tahlillerde düşme yapar. Yanı sıra interlökinler ya da sitokinler olarak bilinen başka faktörlerin de ortamda artması testislerin çalışmasında düzensizlik yaratabilecektir.
Aşırı fiziksel aktivitelerin spermlerin içinde yüzdüğü sıvıda serbest oksijen düzeyini yükselterek oksidatif strese yol açması da bir başka tehlike olarak karşımıza çıkmakta. Oksidatif stres spermlerde DNA hasarı yaparak yumurtayı döllemesi ve embriyo gelişimini bozabilir, tekrarlayan gebelik kayıplarına yol açabilir.
Yine spor sırasında artan vücut ısısının testislerin çalışmasını bozucu etkisi olabilir. Testisler normalde vücut ısısından ancak 3-4 derece düşük ortamda kalırsa sperm üretimini normal sürdürebilir. Beden hareketleri ile testisler ısındıkça, sperm kalitesi de bozulur. Eğilerek yerden ağırlık kaldırmaya dayanan aktiviteler, ıkınma sırasında karın içi basıncını artırarak mevcut bir varikoselin şiddetini artırabilir.
Spor sırasında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise testisler üzerine olabilecek küçük travmalardır. Bu şekilde testis dokusunda hasarlanma ve kalsifikasyonlar gelişebilir. Özellikle bisiklet kullananlarda buna daha fazla rastlıyoruz.
Netice olarak, hafif ve düzenli beden egzersizleri hem genel vücut sağlığı için hem de psikolojik olarak kişinin kendini iyi hissetmesini sağlayarak kaliteli yaşama katkıda bulunur. Ancak kontrolsüz yapılan uzun süreli ve ağır sportif faaliyetlerin değişik mekanizmalarla testislerin çalışmasını olumsuz yönde etkileyerek spermin kalitesini bozabileceği, bunun da erkeğin eşini gebe bırakma şansını azaltabileceğini akılda tutmalı. Fiziksel aktiviteye başlarken testisleri koruyucu önlemlerin alınması, çalışma süresinin ve şiddetinin zarar vermeyecek düzeyde tutulması, testiste sperm üretimini bozabilecek altta yatan nedenlerin önceden araştırılması, vitamin, mineral ve beslenme düzeninin buna göre ayarlanması, daha da ideali bir spor hekimine danışılması bahsettiğimiz olumsuzlukların önüne geçilmesi için dikkat edilmesi gereken önemli hususlardır.
Bu yazı https://www.hurriyet.com.tr/aile/yazarlar/kaan-aydos/ sayfasında yayınlandı
Resim https://openclipart.org/