Erkek tarafından bakınca baba olmak basit bir süreç olarak görülebilir. Her ilişki sonrasında sadece 2 hafta beklemek yeterli. Oysa bunun gerisinde spermin verdiği mücadele inanılması çok güç bir süreç. Çocuk sahibi olmada şansınız, bu sürecin de normal işlemesiyle ilişkilidir.
Öncü sperm hücreleri testislerde, daha dünyaya gözümüzü açmadan önce yerini alır ve beklemeye başlar. Ergenliğe girene kadar uyur vaziyette bekler. Ergenlikle birlikte beyinden salgılanan hormonlar bu kök hücreleri uyandırır ve ölene kadar devam edecek olan sperm yapımı da başlar. Spermler testislerde seminifer tubül dediğimiz çok ince kanallarda üretilir. Bu tüpçükler yaklaşık bir milimetrenin beşte biri kalınlıkta olup, neredeyse saç kılının 8 katı kalınlıktadır. Bir testisteki tubülleri açıp uzatsak, toplam 250 metre uzunlukta olduğunu görürüz. İşte, üretilen her bir sperm hücresi bu yolu aşmak zorundadır. Doğal olarak da bir kısmı bu yolculuğu tamamlayamadan ölür. Ama şans o ki, her kalp atışımızda yaklaşık 1000 sperm hücresi üretilir ve yola çıkar. Sağ kalanların sayısı yeterli ise, bunlar ileride çocuk yapabileceklerdir.
Testislerde spermler yolculuk yaparken çok önemli bir aşamadan geçmek zorundadırlar. Mayoz bölünme dediğimiz bu safhada, sperm kök hücreleri kromozom yani genetik malzemelerinin sayılarını yarıya indirir. Bu da kolay olmaz çünkü işler her zaman yolunda gitmeyip, yaklaşık üçte ikisinde bu bölünme neticesinde anormal sperm meydana gelir. İşte, ileride bu spermler yumurtaya rastlarsa, gebelik gerçekleşmeyecektir. O nedenle vücudumuz bu anormal hücreleri ortamdan kaldırarak, spermlerin sağlıklı olanlarını seçmek için elinden geleni yapar.
Testislerden çıkmayı başaran spermler, testisin hemen arkasına bitişik epididim dediğimiz bir bezin içine girer. 6 metre uzunluğunda tek bir kanalın kıvrılmasıyla şekillenen epididim içinde spermler 10-15 gün bekler. Bu süre içinde ise sperm hücresi epididimle yaptığı protein alış-verişi neticesinde yumurtayı dölleyecek asıl kapasitesine erişir. Epididimden işine yarayacak 732 protein alırken, gereği kalmamış 1034 proteini de epididimde bırakır. Böylelikle bir yandan yolculuğunu tamamlayabileceği normal hareketini kazanırken diğer yandan yumurtayı delip içine girmesini sağlayacak malzemeleri depolar. Epididimin de bunu yapabilmesi için testosteron ve östrojen hormonlarına ihtiyacı vardır. Sadece bu yetmez, ayrıca içinde bulunduğu ortamın vücut ısısından 2-3 derece de düşük olması gerekir. Ne var ki, skrotal kese bunu sağlar.
Epididimden çıkan spermler dışarı atılmak üzere vaz deferens adını verdiğimiz yaklaşık yarım metrelik düz bir kanalla, idrar kanalı yani üretra içerisine taşınır. Bu sırada yakıt ihtiyacını karşılamak için yardımcı bezlerden früktoz şekerini temin etmesi gerekir. Artık erkekteki yolculuğunu tamamlayan sperm yoluna kadında devam edecektir. Ancak erkekte üreme kanalları, spermler fazla hareket edip de enerji harcamasın diye onları katı bir sıvı içerisinde saklar. İşte, kadında üreme kanalları içerisine atılmadan önce bu baskıdan kurtulması da gerekir. Yolculuğunun sonunda prostattan aldığı enzimler spermler üzerindeki bu baskıyı kaldırıp, artık serbestçe hareket etmesine imkan tanır.
Kadın vücudunda spermleri dar geçitler ve aşılması gereken engellerle dolu çok daha zorlu bir yolculuk bekler. İlk karşılaştığı vajen ortamından kurtulup da servikal kanala geçmeyi ancak %15’i başarır. Servikal kanal ise her zaman sperme geçit vermez, sadece yumurtalama olduğu zaman kapılarını açar. Burada sperm 4 gününü harcar. Ardından rahim boşluğuna girip, yumurtaya kavuşacağı fallop kanalının ağzında bekler. Buraya kadar milyonlarca spermden ancak 5 bin tanesi ulaşmayı başarmıştır. Kanala girebilmesi ise, kanalın diğer ucundaki yumurtadan gelecek izne bağlıdır. Ne zaman ki yumurta yerine yerleşir ve sinyal gönderir, o zaman sperm için yol açılır ve yumurta ile buluşacağı noktaya koşar. Kanala girebilen bin spermin yumurtaya erişmesi için 2 saati vardır. Bunu da ancak 200 sperm başarır. İş bununla da bitmez, yumurta bütün spermler arasından en sağlıklı olanını seçecektir. Bu yarışı kazanmak için spermler tüm enerjilerini tüketip kuvvetli bir kuyruk hareketi ile yumurtaya son bir hamle yaparken, içlerindeki enzimleri boşaltarak yumurtanın zarını eritmeye girişir. Bu güç gösterisinin sadece bir galibi vardır ve işte, şanslı bu tek bir sperm de nihayetinde hedefe ulaşır ve yumurtaya girmeyi başarır. Yumurta da ne mi olur? Yumurtanın içinde spermin başına gelenleri bir başka yazımızda görelim, çünkü bu da uzun bir hikaye.
Bu yazı https://www.hurriyet.com.tr/aile sayfasında yayınlandı.
Resimler https://openclipart.org