Bilimsel kaynaklar, kilo fazlalığı olan obez erkeklerin eşlerini gebe bırakma olasılığının ciddi derecede düşeceğini göstermekte. Fransa’da yapılan yeni bir araştırma, aşırı kilonun erkeklerde sperm kalitesini bozarak sperm sayı ve hareketinde anlamlı azalma yaptığını ortaya koydu. Gerçekten de, dünya genelinde üreme başarısının gittikçe düşmesi ile global obezite epidemisi arasında şaşırtıcı bir paralellik gözlenmekte. Obezite, vücutta yağ kitlesinin boyla orantısız olarak artması anlamına gelir. Obez olup olmadığınızı vücut-kitle indeksi hesabı yaparak anlayabilirsiniz. Bunun için kilogram olarak ağırlığınızı, metre cinsinden boyunuzun karesine bölmeniz gerekir (kg/m²). İdeali, 25’in altında olmasıdır. 30’un üzerine çıkmışsa, obez olduğunuz söylenebilir. 10 bin erkeğin incelendiği bir çalışmada, vücut-kitle indeksi 30’u geçtiği zaman her 3 erkekten birinin sperm sayısının normalin altında kaldığı, hiç canlı spermi bulunmayanların sayısının ise 3 kat arttığı anlaşıldı.
Vücutta depolanan aşırı yağ erkeklik hormonu olan testosteronun östrojene çevrilmesini hızlandırır. Östrojen ise kadınlara ait bir hormon olup, erkekte artması sperm üretimini olumsuz etkileyebilir. Testosteron ile östrojen arasındaki dengenin tersine dönmesi aynı zamanda cinsel fonksiyonlarda da kendini gösterir ve libido düşüklüğü yaparak penil ereksiyonu zayıflatır. Obezitenin bir diğer olumsuz etkisi ise leptin hormonu ile ilgilidir. Leptin, yağ hücreleri tarafından yapılır ve çok arttığı zaman testislerde sperm üretimini bozar. Bunlarla birlikte, skrotumda biriken yağlar testislerin ısısını da artırır. Normalde testisler vücut ısısından 3-4 derece daha düşük bir ortamda bulunmalı. Çünkü spermler daha yüksek sıcaklıklarda canlılıklarını kaybeder. Nitekim inmemiş testis olgularında sperm üretimindeki bozulmanın önemli bir nedeni, bu şekilde artan ısıdır. Diz üstü bilgisayarlar, sıcak banyo ve sauna alışkanlığı ya da çalışma ortamının çok sıcak olması bu şekilde üreme fonksiyonlarını etkilemektedir. Ne yazık ki günümüzde gittikçe artan stres, kötü beslenme alışkanlığı, sigara, alkol tüketiminde artış ve sedanter yaşam koşulları sperm kalitesinin daha da bozulmasına katkıda bulunmakta.
O halde yapmamız gerekenler nedir? Öncelikle beslenme alışkanlığınızı kontrol etmelisiniz. Fazla işlenmemiş taze, temiz sebze ve meyve tüketimine ağırlık verin. Yeşil yapraklı sebzelerin antioksidan özellikleri çok fazladır. C vitamin içerikleri aynı zamanda enfeksiyonlara karşı vücut direncinin artmasına da katkıda bulunur. Fasulye, nohut başta olmak üzere baklagiller gerek sperm gerekse yumurta için çok önemi bulunan zengin çinko ve selenyum kaynaklarıdır. Antioksidan olarak likopen, folik asit, koenzim-Q ve L-karnitin de önemli yer tutmakta olup, gerekirse bunların dışarıdan takviye edilmesi önerilmekte. Son zamanlarda D vitamini desteğinin de sperm kalitesini artırıcı etkisi üzerinde durulmakta.
İşlenmiş atıştırmalıklar, yüksek yağ içerikli gıdalar lezzetli gibi gelmekle birlikte sperm için aksine zararlıdır. Bunların yerine doymamış yağlar, bitkisel proteinler, lif oranı yüksek ama glisemi indeksi düşük besinler tercih edilmeli. Rafine şeker aşırı insülin salgısına yol açarak neticede vücutta yağ birikimine neden olmakta. Zaten bu nedenle obezite ve diyabet hastalığı sıklıkla birbirine eşlik eder.
Günlük yaşantınızda düzenli egzersizlere de yer verin. Fazla kalorilerin yakılması ve yağ depolarının erimesi ancak hareket etmekle mümkün olur. Ama aşırı yorgun düşürecek beden hareketlerinden de kaçınmak lazım, aksi takdirde yüksek kortizon ve adrenalin salgısı sperm üretimini baskılayabilir. Hiç kuşkusuz sadece erkeğin sağlıklı beslenmesi yetmez, kadının da fazla kilolarından kurtulması gebelik şansını artıracaktır.
Sonuç olarak anlaşılıyor ki, obezite ya da aşırı kilolar sperm sayısını ve canlılığını etkileyerek kısırlık gelişiminde önemli bir risk faktörüdür. Bunu önlemenin yolu ise yaşam tarzının düzeltilmesi ve sağlıklı beslenmeden geçer. Ancak bir sperm döngüsünün 74 gün olduğunu da göz önünde bulundurarak, hayatınızda yapacağınız değişikliklerin sonucunu görmek için en az 3 ay beklemek gerekeceğini de bilin.
Bu yazı www.fanatik.com.tr’de yayınlandı.
Resim: https://openclipart.org/