Dr.Kaan AYDOS
HÜCRESEL İMMÜNİTE VE LÖKOSPERMİ İLİŞKİSİ
Klasik spermiyogram tetkikinde lökospermi’ye bakılması çoğu kez ihmal edilmektedir. Yuvarlak hücre sayısı içerisinde ne kadarının lökosite ait olduğu ancak özel boyama tetkikleriyle anlaşılabilir. İnfertilite yakınması olan erkeklerde enfeksiyon araştırmasının rutin olarak yapılması bir çok bakımdan önem göstermektedir. Özellikle seminal parametreler ve spontan gebelik oranlarında düzelme yapması, bunların antibiyotik ve gerekirse antioksidan eklenerek tedavilerinin gerekliliğini vurgular.
Bakteriyolojik tedavi, sperm parametreleri, spontan gebelik oranları ve lökosite bağlı serbest oksijen radikalleri (ROS)’nin genital enfeksiyonların şiddeti ile ilişkisini ve aralıklı antibiyotik tedavisinin bunların üzerine etkilerini inceleyen bir çalışmada, klinik bakımdan önemli bazı sonuçlar bildirilmiştir.
Vicar, konuya pratik yaklaşımda bulunulabilecek sonuçlar elde ettiği bir çalışmasında bize yardımcı olmaktadır. Burada ejakulatta mikrobiyolojik kültür tetkikinde 100 000 koloni / ml bakteri bulunması, genital bezlere ait bir enfeksiyonun varlığı şeklinde değerlendirilmiş ve tedaviye başlanılmıştır. Klinik muayene ve ultrasonografik tetkikler (skrotal, transrektal) neticesi prostatit, prostatovezikülit ve prostatoveziküloepididimit tanıları konan 3 hasta grubu değerlendirilmiştir.
Lökosit sayımı WHO kriterlerine göre immünohistokimyasal boyama ile yapıldı. Bakteri tipinin tayini için ejakulatta aerobik ve anaerobik kültür çalışmaları, Klamidya ve Mycoplazma (U. Urealyticum) için ise prostat masajını takiben alınan uretral mukoza sürüntüsü kullanıldı.
Tedavi olarak 2 ayrı protokol önerilmekte: 1) ofloxacin 12 saat aralıklarla 200mg /gün; 2) doxycycline 100 mg/gün tek doz. Tedavi her iki protokol için de 14 gün sürmekte, arkasından 14 gün ara verilmekte ve tekrar başlamakta. Bu şekilde 3 ay süreyle aynı şema uygulanmakta. Aynı zamanda eşinde de siklusunun 5 ve 12. günleri arasında 8 gün süreyle, 3 ay boyunca aynı tedavi uygulanmakta.
Tedavi sonucunda prostatit olgularında %92.5, prostatovezikülit olgularında %70.4 ve prostatoveziküloepididimit olgularında ise %52.0 oranlarında bakteriyolojik tedavi elde edilmiştir. Prostatit ve prostatovezikülit olgularında seminal parametrelerde (motilitede %22-28’den %33-45’e düzelme; sperm konsantrasyonunda ise sadece prostatovezikülit olgularında 97 mil/ml’den 134 mil/ml’ye yükselme) ve lökosit konsantrasyonunda bütün olgularda 2.2-4.2 mil/ml’den 0.7-1.1 mil/ml ‘ye azalma şeklinde düzelme ile ROS’da azalma elde edilirken, prostatoveziküloepididimit olgularında kıvrık kuyruk anomalisi dışında diğer parametrelerin hiç birinde düzelme gözlenmedi. Prostatit ve prostatovezikülit olgularında spontan gebelik oranları, tedaviden sonra %40 olarak belirlendi. Prostatoveziküloepididimit olgularında düzelme elde edilememesinde antibiyotik-bağımsız re-enfeksiyon sıklığındaki artış ve epididime ait antioksidan faktörlerin azlığı sorumlu tutulmaktadır. Bunlarda tedaviye antioksidanların da eklenmesinin gerekliliği vurgulanmaktadır.
Sonuç olarak, infertilite olgularında değişik mekanizmalara bağlı olarak sperm parametreleri ve gebelik oranları bozulmaktadır. Bunların lökosit sayımı ve bakteri koloni sayımı ile Klamidya ve Mykoplazma araştırması yapılarak tedavi edilmeleri, epididimitin de eklendiği olgularda antioksidan tedaviye de başlanmasının faydalı olacağı ortaya konulmuştur.
Vicar E: Effectiveness and limits of antimicrobial treatment on seminal leukocyte concentration and related reactive oxygen species production in patients with male accessory gland infection. Hum Reprod 2000: 15: 2536-44’den özetlenmiştir.