Erkeğin eşini gebe bırakabilmesinin birinci koşulu, çıkan meninin kadın genital sistemine ulaşabilmesidir. Bu şekilde meni sıvısı içindeki sperm hücreleri de yumurtaya erişerek döllenmeyi gerçekleştirebilecektir. Oysa bazı erkeklerde dışarı hiç meni çıkışı görülmez. Böyle durumlara aspermi demekteyiz.
Aspermi, azoospermiden farklı bir bozukluktur. Azoospermide meni sıvısı dışarı çıkar, ancak mikroskobik incelemede sperm hücresi görülmez. Buna karşın aspermi durumunda dışarı meni sıvısı da çıkmaz, yani elimizde incelenecek bir materyal yoktur. Tahlil vermeye gidildiğinde sperm toplama kabı boş kalır, dolayısıyla sperm sayımı yapılamaz.
Aspermi iki şekilde görülebilir; ya meni çıkıyormuş gibi boşalma hissedilir ya da boşalma olduğunu hissettirecek bir orgazm hali bile gerçekleşmez. Boşalma hissediliyor ama dışarı çıkan bir sıvı yoksa, sıklıkla retrograd ejakulasyon akla gelir. Yani meni penisten dışarı atılacağına, mesaneye geri kaçar. İlişki sırasında böyle bir durum gelişmişse, hemen arkasından idrar yapıldığında meninin idrara karışarak çıktığı dikkat çeker. Retrograd ejakulasyon olduğunun kesin tanısı ilişki sonrası yapılan idrar tahlilinde sperm hücrelerinin görülmesiyle konulur.
Boşalmanın hiç olmadığı olgularda ise anejakulasyon söz konusudur, yani orgazm olmaz ve kişi boşaldığını hissetmez. Bunun nedeni meni sıvısının içinden geçtiği genital kanallarda bir kasılmanın gerçekleşmemesidir. Testislerde üretilen sperm hücreleri meni sıvısı içinde taşınarak dışarı atılırlar ki buna ejakulasyon diyoruz. Meni sıvısının büyük kısmı seminal veziküller dediğimiz, mesanenin hemen arkasındaki bir bezde yapılır. Geri kalanı prostat, testis, bulbouretral bezler ve littre bezleri olarak bilinen organlarda üretilir ama bunların sağladığı hacim 1,5 mililitrenin altında kalır, yani yoklukları fark edilmeyecek kadar azdır. Bu nedenle, her iki testiste hiç sperm hücresi üretilmese bile, şayet diğer bezlerin sıvı üretimleri yeterli ise normal miktarda meninin dışarı atıldığı görülür. Oysa seminal vezikül bezinin kanalları tıkanırsa, normal sperm üretilse bile dışarı çıkan ejakulat hacmi ancak birkaç damlada kalır.
Asperminin bir nedeni testislerde gelişim bozukluğuna bağlı testosteron hormon eksikliği olabilir. Kan tahlilinden bunu kolayca anlayabiliriz. Yanı sıra testosteron eksikliğine bağlı sertleşme bozukluğu, sakal çıkışında azalma, jinekomasti dediğimiz memelerde büyüme gibi diğer bulgular da eşlik edebilir. İnmemiş testis, Klinefelter gibi birçok hastalıkta testis gelişimi bozulmuştur. Meni atılışını engelleyen bir diğer durum ise genital kanallarda enfeksiyona bağlı tıkanıklıklardır. Tüberküloz, brusella, klamidya, üreoplazma ya da parazitler bu şekilde tıkanıklıklara neden olabilir. Özellikle prostat ve seminal bezlerin birlikte tutulması böyle bir tabloya yol açabilir. Enfeksiyonun kendi olmasa bile, açığa çıkan antisperm antikorlarına bağlı immünolojik reaksiyonlar da tıkanıklık yapabilir.
Trafik kazaları ya da silahla yaralanma gibi travmalar bel kemiği üzerine isabet etmişse, sinirlerde zedelenme gelişerek ejakulasyon mekanizması da bozulabilir. Sinirlerde zedelenmenin bir diğer nedeni ise kalın bağırsak, rektum, mesane ameliyatları sırasında görülür. Çünkü ejakulasyonu gerçekleştiren sinir lifleri rektum üzerinde bir ağ yaparak mesane ve bağırsaklara doğru yelpaze şeklinde yayılır. Özellikle kanser ameliyatlarında bu organlar çıkarılırken ister istemez sinir lifleri de zedelenerek meni atılışı bozulabilir. Tümör nedeniyle lenf bezlerini çıkarmaya yönelik karın içi ameliyatlarında da aynı sorun söz konusudur.
Diyabet gibi sistemik hastalıklarda sinir sistemi sıklıkla etkilenir ve sonuçta ejakulasyon da bozulur. Bazı tansiyon ilaçları, antidepresan, anabolizan ilaçlar da sinirsel iletimi bozarak meni atılışını kesebilir. Bunlar arasında en sık karşımıza çıkanı, prostat büyümelerinde kullandığımız ve mesane çıkımını genişleterek idrar atılımını kolaylaştıran ilaçlardır. Mesane boyunu açık kaldığı için ejakulasyon sırasında meni de ileri atılacağına geri doğru mesaneye kaçarak aspermiye neden olur.
İlaç alışkanlığı, alkol bağımlılığı, kemoterapi, ışın tedavisi, genetik ya da doğuştan gelen anomaliler ya da psikolojik faktörler de aspermiye yol açan daha nadir karşılaştığımız durumladır. Prostat ile ilgili cerrahi müdahalelerde spermin mesaneye geri kaçışı sıklıkla karşılaştığımız bir sonuçtur. Mesane boynunun açık kalması nedeniyle bu kaçınılmaz olarak görülür.
Aspermi, yani meninin dışarı çıkmadığı durumlarda sempatik sinirleri uyaran bazı ilaçlar kullanılabilir. Ancak bunlar kalıcı bir çözüm getirmeyip, sadece kısa bir süreliğine sperm elde edilmesine yarar. Bu sırada cinsel ilişkiye girilmesi ile gebelik görülebileceği gibi, toplanan spermler tüp bebek işleminde de kullanılabilir. Retrograd ejakulasyonda mesaneden alınan spermlerle de tüp bebek yapılabilir. Son çare olarak testislerden TESE ameliyatı ile sperm alınması kalmaktadır.
Bu yazı https://www.hurriyet.com.tr/aile/ sayfasında yayınlandı.
Resim https://openclipart.org/