Tüm hızıyla yayılmasını sürdüren ve dünya tarihinin en vahim salgını olarak görülen kovid-19 pandemisinde aşı uygulamalarına başlanması hepimizi umutlandırdı. Ama görünen o ki, tamamen normale dönenen kadar da bir süre daha bu tehditle birlikte yaşamak zorundayız. Bu süreçte endişe yaratan bir konu da üreme fonksiyonlarının bozulup bozulmayacağı olmuştur. Ancak son günlerde kovid-19 enfeksiyonundan testislerin nasıl etkilendiği hakkında yapılan bilimsel yayınlar sorunu daha somut verilerle değerlendirmemizi sağladı.
Elimizdeki veriler kovid-19 virüsünün, üzerinde ACE2 adlı reseptörleri taşıyan hücrelere tutunduğunu göstermekte. ACE2 reseptörleri testislerde de bulunmakta. Dolayısıyla virüs vücuda girdiğinde ilk yerleşeceği organların başında testis gelmekte. Virüs bu kapıdan hücreye girince, kendi genetik malzemesini hücrenin genetik iskeleti içine yerleştirip yaşamını devam ettirmeye uğraşır. Bu sırada içine yerleştiği hücrenin çalışmasını bozar ve bir süre sonra da öldürür.
Testiste virüsün tutunacağı 3 çeşit hücre söz konusu; Leydig hücreleri, Sertoli hücreleri ve sperm hücreleri. Leydig hücreleri testosteron hormonu üretir, virüsün girmesiyle de bu üretim kesilir ve hormon seviyesi düşer. Oysa sperm yapımı için testosteron hayati önem taşır. Diğer yandan Sertoli hücreleri spermlerin temel yaşam desteğidir. Virüsün etkisiyle bu desteğin kesilmesi sperm üretimini ciddi ölçüde etkiler. Virüs doğrudan sperm hücresi içine de girip, ölümüne yol açabilir. Sadece virüsün hücreleri haraplaması değil, bunun yanında ortama hücum eden vücudun bağışıklık sistemi hücrelerinin dokuda yaptığı hasar da testislerin bozulmasına katkıda bulunur.
Ancak bütün bu olayların üreme kapasitesini ne derece etkilediği tam aydınlanmış değil. Çünkü virüsün tutunacağı ACE2 reseptörleri testisteki hücrelerin çok azında, sadece binde birinde mevcut. Yani virüs testise ulaşsa bile hücrelerini etkilemeyebilir. Zaten elimizdeki veriler kovid-19 taşıyan her erkekte virüsün sperme geçmediği yönünde. PCR ile incelenen hastaların sadece %5’inde, hastalığın aktif döneminde ya da iyileşmesinden sonra olsun, menide virüs tespit edilebilmekte. Bununla birlikte virüslerin bir diğer özelliği de, bir kez hücre içine girdiklerinde aylarca sessiz kalabilmeleri. Bu nedenle, menide çıkmasa da testiste bozukluk yapabilir. Kovid geçirip PCR testleri normale döndükten sonra ölen erkeklerin otopsi incelemeleri, yaşarlarken hiç bir belirti vermese de testislerde virüsün neden olabileceği şiddetli harabiyet geliştiğini gösterdi. Gerçekten de kovid-19 taşıyan erkeklerde testislerde iltihap belirtisi olmasa da sperm sayısında anlamlı azalma görüyoruz. Bu bozulma, virüsün kaybolmasının üzerinden 3 ay geçtikten sonra daha da belirginleşmekte.
Elimizdeki veriler kovid-19 taşıyan erkeklerin az bir kısmında virüsün meniyle atılarak cinsel yolla bulaş olabileceği kuşkusu uyandırmakta. Dolayısıyla, tüp bebek yapılırken de bu yönde tedbirlerin alınması önerilmekte. Her ne kadar sperm kalitesini bozsa da bunun gebelik başarısını ne derece etkileyeceği ise henüz kesinleşmiş değil.
Netice olarak; kovid-19 enfeksiyonunun üreme fonksiyonlarını bozabileceği kuşkusu devam etmekte. Ancak bunun ne oranda kısırlığa yol açacağını henüz bilmiyoruz. Bugün için yapabileceğimiz tek şey, hijyen, mesafe ve maske tedbirlerine titizlikle uyarak korunmak.
Bu yazı https://www.cnnturk.com sayfasında yayınlandı.
Resim https://openclipart.org