Geçtiğimiz 2 yıl içerisinde hayatımızda ciddi travma yaratan kovid-19 virüsünden kurtulmamızın tek çaresi toplumsal aşılanma ve maske-mesafe-hijeyen tedbirlerine devam etmemizle mümkün olabilir. Bugüne kadar edinilen bilgiler, aşının üreme fonksiyonlarını etkilemediği, tam aksine virüse yakalanmanın sperm fonksiyonlarını bozabileceği yönündedir.
Dünya’nın değişik ülkelerinden gelen veriler, kovid-19 virüsünün testislerde değişik yollarla hasar meydana getirebileceğini göstermiştir. Örneğin Brezilya’dan gelen bir bildiride, virüs nedeniyle hayatını kaybeden 11 erkeğin hepsinde de virüsün testise yerleştiği ortaya çıktı. Belçika’da ise hastalığa yakalanan 120 erkek üzerinde yapılan bir araştırmada sperm sayısı ve kalitesinde geçici bozulmaların olduğu görüldü. Bunların %60’ının spermlerinde ilk bir ay içerisinde, %28’inde ise iki ay devam eden hareket düşüklüğü ortaya çıkmıştı. İster hastanede yatarak tedavi olsunlar ister evde geçirsinler, sonuç fark etmiyordu.
Birleşik Devletler Ulusal Sağlık Enstitüsü NIH’den gelen 2000 çiftin takip edildiği verilere göreyse, şayet erkek son 2 ay içerisinde kovid-19’a yakalanmışsa gebelik şansları %18 azalmaktaydı. Ancak 2 ay sonra tekrar normal gebelik başarısına geri dönüldüğü de belirtilmekte.
Uzmanlar sperm sayısındaki düşüşün enfeksiyonun ilk 2 ya da 3 ayı içerisinde görüldüğünü, daha sonra büyük kısmında normale geldiğini söylüyor. Bunun nedeni de erkekte bir sperm döngüsünün yaklaşık 3 ay olmasına bağlanmakta, bundan sonra kök hücrelerden yeni sağlıklı sperm üretimi devam etmekte.
Virüsün testisleri hangi yolla bozduğu ise tam aydınlatılmış değil. Burada, içine virüs girmiş hücreler kan yoluyla testise taşınarak doğrudan sperm üretimini bozabilir. Ayrıca, her enfeksiyon hastalığında olduğu gibi korona olgularında da açığa çıkan aşırı lökosit hücumu dokuda yıkıma neden olmakta. Yüksek ateş de sperm kalitesini bozan başlıca bir nedendir. Çünkü sperm üretiminin sağlıklı şekilde devam edebilmesi için, testislerin ısısının vücut ısısından 2 derece daha düşük kalması gerekir. Oysa ateşli hastalıklarda yükselen vücut ısısı nedeniyle testisler de etkilenmekte ve sperm üretimi bozulmaktadır.
Buna karşın kovid-19 aşısının üreme fonksiyonları üzerine zararlı olduğuna dair hiçbir bildirim gelmedi. En son bildirimin yapıldığı Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi verilerine göre de aşı olan ya da olmayan erkek ya da kadınlarda gebelik başarısının değişmediği anlaşılıyor. Çeşitli üreme tıbbı dernekleri de benzer yönde görüşlerini bildirmekte. Buradaki tereddüt, kadında aşının düşük yaptığı yönünde sosyal medyada çıkan haberlerden kaynaklanmıştı. Buna göre, fötusun ana rahmine tutunmasını sağlayan plasentada bulunan bazı proteinlerin aşıdaki proteinler tarafından yıkılacağı iddia edilmişti. Oysa sonradan yapılan araştırmalar, böyle bir etkileşimin bulunmadığını bilimsel olarak ortaya çıkardı. Dolayısıyla düşük riskinin de olmayacağı bildirildi.
Kovid-19’a yakalanan erkeklerde bir diğer sorun da cinsel fonksiyonlardaki bozulmadır. Yine istatistikler göstermekte ki, hastaların yüzde 5’inde sertleşme yetersizliği yaşanmakta. Bu da iktidarsız kalma riskinin normale göre 3 kat artması demektir.
Netice olarak, elimizdeki veriler kovid-19 testi pozitif gelen erkeklerde üreme fonksiyonlarının ve cinsel fonksiyonların geçici süre de olsa bir şekilde etkilenebileceğini ortaya koymuş durumda. Oysa aşı sonrası böyle bir etkileşim şimdiye kadar bildirilmedi. Aşı olan ve olmayan çiftlerde gebe kalma oranları arasında bir fark bulunmuyor. Uzmanlar aşılanmanın gerek kısırlık gerekse iktidarsızlık riskine karşı anlamlı bir koruma sağladığını özellikle vurgulamakta.
Bu yazı https://www.hurriyet.com.tr/aile/yazarlar/ sayfasında yayınlandı.
Resim: https://openclipart.org/