Teknolojideki hızlı gelişmelerin beraberinde günlük yaşantımıza nasıl kolaylık getirdiği hepimizin kabul ettiği bir gerçek. Artık cep telefonu ve bilgisayar bulunmayan bir yaşam tarzını hayal edemez duruma geldik. Ancak ne yazık ki hayatımızın bir parçası haline gelen bütün bu cihazların sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerini gözden kaçırıyoruz. Hangi çeşit olursa olsun, elektronik devrelere sahip her araç enerji kaynağı olarak elektriği kullanır. Elektriğin bulunduğu yerde de elektromanyetik dalga var demektir. İşte, ister cep telefonu olsun ister bilgisayar, hepsinin çalışma mekanizması yaydıkları elektromanyetik dalgalara dayanır.
Elektromanyetik dalgalar foton adı verilen parçacıklardan oluşur. Aslında bunun parçacık mı yoksa dalga mı olduğu, hala fizikçilerin çözmeye çalıştıkları bir gizemdir. Her ne olursa olsun kaynağından çıkan foton, aynen bir tabancadan atılan mermi gibi etrafa yayılır. Mermi nasıl hedefini bulunca bir hasar meydana getiriyorsa, fotonlar da önünde çıkan engellere çarparak bir etkileşimde bulunur. Şayet bu engel bir canlı hücre ise, vereceği hasar da şüphesiz sağlığı tehdit edecek boyuta ulaşacaktır. Söz konusu sperm olunca daha vahim sonuçlarla karşılaşıyoruz. Çünkü sperm hücreleri bu tür reaksiyonlardan çok daha fazla zarar görecek hassas bir yapıya sahiptir. Cep telefonumuzdan bir arama yaptığımızda sesimiz bu fotonlarla taşınır. Çevreye fırlatılan fotonlar ise sadece karşımızdaki şahsın telefonuna ulaşmakla kalmaz, aynı zamanda kaçınılmaz olarak vücudumuza da isabet eder. Testise ulaştığında bir yandan daha yeni olgunlaşmaya başlayan sperm hücrelerini hasarlarken diğer yandan da testosteron hormonu kaynağı olan Leydig hücrelerini zedeler. Çalışmalar, uzun süre elektromanyetik dalgalara maruz kalan erkeklerde testosteron seviyesinin anlamlı ölçüde düştüğünü göstermiştir. Gerçekten de hayvanlarda yapılan gözlemler, 3 ay boyunca günde 1 saat telefona maruz kalmakla testosteronda ciddi bir azalma olacağına işaret etmekte.
Spermlerde ise membran yapılarını bozarak zararlı oksijen metabolitlerinin açığa çıkmasına yol açar. Biz bu duruma oksidatif stres diyoruz. Oksidatif stresin en önemli sonucu ise artmış DNA hasarlarıdır. Cep telefonu kullananlarda sperm DNA hasarlarında ciddi artış görüldüğü çok sayıda bilimsel makalede yer almakta. Yakın tarihli bir çalışmada günde 1 saatten fazla telefon kullananların sperm değerlerinde neredeyse yarıya yakın düşüş bildirilmiştir. Benzer olumsuz etkiler telefonun taşındığı yerin testise uzaklığı ile de ilişkilidir. Çoğu araştırma, pantolon cebinde taşınan telefonların testislerde yaptığı ısı artışının spermlerde oksidatif hasarı artırdığını bildirmekte. Avrupa Parlamentosu Bilimsel Araştırma Grubu da son raporunda, cep telefonlarının gücünün 5G düzeyine çıkmasının üreme fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyeceği uyarısını yaptı. Cep telefonlarındaki tehlike şarja bağlanması durumunda daha da artar. Sabit elektrik gücüne geçen telefon tasarruf modundan çıkarak daha serbest enerji yayar ki bu da saçtığı elektromanyetik dalga miktarını ve neticede doku hasarını artırır.
Sadece cep telefonunun kendisi değil, bir de baz istasyonlarının etkisi söz konusu. Bir araştırmaya göre baz istasyonlarının 50 metre yakınında ikamet edenlerin genel vücut sağlıklarında ve yaşam kalitesinde bozulmaya daha sık rastlanılmakta. Yanı sıra, yaşam alanımızdaki WiFi modem cihazları ve diz üstü bilgisayarlarının benzer yolla testis fonksiyonları üzerine etkilerini de ekleyebiliriz.
Ancak hemen şunu da belirtelim, elektromanyetik dalgalar her bireyde aynı etkiyi doğurmaz. Kişinin zayıf ya da kilolu olması bile bu etkiyi değiştirebilir. Oksidatif stresin artmasında sigara içilmesi, beslenme şekli, uyku düzeni, kimyasal maddelere maruziyet gibi çok sayıda etken de ciddi katkıda bulunur. Yaptığımız bir araştırma spermlerde sigaraya bağlı DNA hasarı riskini, Nrf2 adlı gendeki doğuştan gelen değişikliklerin belirlediğini gösterdi. Yani kalıtsal yapımız da cep telefonlarının yapacağı hasar derecesi üzerinde söz sahibidir.
Netice olarak, kısırlıktan korunmanın ilk şartı mümkün olan her türlü tedbirin alınmasıdır. Bunlar arasında elektromanyetik dalgalardan korunmak da bulunur. Cep telefonlarından mümkün olduğunca uzak durmak, günlük kullanma süresini sınırlamak, yakınımızda şarja bağlamamak gibi temel önlemleri göz ardı etmemeliyiz. Eğer varsa WiFi kaynağını geceleri kapatmamız, hatta bilgisayar ve telefonları yattığımız odanın dışında tutmamız alışkanlıklarımızda kolaylıkla yapılabilecek düzenlemelerdir.
Resim: https://openclipart.org/