Normal bir çiftin bir ay içerisinde gebe kalma şansları %20-25, 6 ay içerisinde %75 ve bir yıl içerisinde ise %90‘dır. Gebeliklerin çoğu, ovulasyon günü ya da ovulasyondan önceki 6 gün içerisinde bulunulan cinsel ilişkiler neticesi görülür. Sadece ovulasyonu takip eden günlerde bulunulan cinsel ilişkilerin çok azı gebelikle sonuçlanır. Hem erkek hem de kadın için 24 yaşında fertilizasyon oranları en yüksektir. Fertilizasyon oranları bu yaştan sonra her iki sekste de düşmeye başlar.
Çocuk sahibi olmak isteyen ama fertilite durumları bilinmeyen çiftlerde yapılan çalışmalar, büyük kısmında gebeliklerin ilk 1 yıl içerisinde gelişmesine rağmen %15’inin bunu sağlayamadığını ortaya koymuştur.
İnfertilite olgularının yaklaşık %20’si tamamıyla bir erkek faktöründen kaynaklanır. %30-40’ın da ise hem erkek hem kadın faktörleri birlikte görülür. Dolayısıyla, infertil çiftlerin yarısında bir erkek faktörü söz konusudur.
Tedavi edilmemiş infertil çiftlerin %25-35’i, yalnız cinsel ilişkide bulunmakla ileride çocuk sahibi olabileceklerdir. İlk iki yıl içerisinde bunların %23’ünde gebelik görülürken, bir %10’u da takip eden 2 yıl içerisinde gebe kalır. Dolayısıyla, infertil bir çifti takip ederken ve tedavi sonuçlarını değerlendirirken, işte bu aylık %1-3 gebelik şansını (nonazoospermik çiftlerde) akılda tutmak gerekir. Her ne kadar geçmişte, çiftler gebe kalmayı istediklerinden itibaren 12 ay geçinceye kadar tetkik edilmezlerken, artık çiftin yaşı ilerledikçe temel incelemenin ertelenmesi beklenmez. Daha ilk müracaatlarında hem erkeğin hem de kadının basit, ekonomik bir temel değerlendirmesine başlanılmalıdır.
İnfertil erkeğin değerlendirilmesindeki özellikle fertiliteyi etkileyebilecek konulara dikkat edilerek detaylı bir hikaye alınmalıdır. Daha sonra fizik muayene yapılır. Başlangıç laboratuvar testlerinin yapılmasıyla da temel değerlendirme tamamlanmış olur. Hikaye, fizik muayene ve başlangıç laboratuar testlerinin sonuçlarına bakılarak, daha spesifik testlere yönlendirecek bir ayırıcı tanıya gidilir. Erkek infertilitesinin farklı yönlerini değerlendiren çok sayıda test bulunmakla birlikte, bütün hastalarda hepsini de kullanmak gerekmez.
İnfertil erkeğin değerlendirilmesindeki hedefler (1) düzeltilebilir durumların; (2) başka yöntemlerle düzeltilemeyen, ancak erkeğin spermini kullanarak yapılan ÜYT ile tedavi edilebilecek nedenlerin; (3) bu tekniklerle de tedavi edilemeyen ve donör inseminasyonu ya da evlat edinmeyi gerektirecek nedenlerin; (4) altta yatan önemli tıbbi patolojilerin; ve (5) hastayı veya çocuğunu etkileyebilecek genetik ve/veya kromozomal bozuklukların belirlenmesine yöneliktir.
İdeal olanı, bu değerlendirmelerin infertiliteden sorumlu spesifik bozukluğu ortaya koyabilmesidir. Her ne kadar bazı durumlarda bu mümkün olmaktaysa da, çoğu erkekte nedeni bulunamayan semen bozukluğuna rastlanılır. Eğer mümkünse, spesifik bir neden bulunup, buna yönelik spesifik tedavi başlanılmalıdır. Oysa bilinen bir etiolojik faktör olmasa bile, gerek ampirik tedavilerden gerekse intrauterin inseminasyon (IUI) ve in vitro fertilizasyon (IVF) gibi ÜYT’lerden de fayda görülebilir. Terapötik donör inseminasyonu ve evlat edinmenin de tedavi alternatifleri olduğunu unutmamak gerekir. Aşırı uzun ve faydası bulunmayan tedavilerden kaçınılarak, infertil çift bu seçenekler hakkında bilgilendirilmelidir.