Çocuk sahibi olmaya niyetlenen erkeklerde önerilen takviye amaçlı çoğu üründe selenyum elementi bulunur. Ancak selenyumun fazlası da eksikliği kadar önemli etkilere sahiptir. Dolayısıyla kullanımında da dikkatli olunmalı.
Selenyum aslında vücutta üretilmez, dışarıdan besinlerle alınması gerekir. Alındıktan sonra barsaklardan emilip kana karışır ve proteinlerle birleşerek dokulara kadar taşınır. Başta böbrekler, karaciğer, dalak, testisler ve pankreas olmak üzere vücudun çoğu işlevinde rol oynar. En önemli görevi oksidatif stresten korunmadır. Çünkü hücrelerin enerji kaynağı olan mitokondrilerde yüksek miktarda selenyuma rastlanılmıştır. Diğer yandan bağışıklık sisteminde virüslerle ve kanserle savaşan hücreleri de aktive ettiği gösterilmiştir. Tiroit bezinin normal çalışmasında da selenyuma ihtiyaç bulunur.
Selenyumun erkekte üreme fonksiyonlarının sağlıklı çalışmasındaki rolü bilimsel araştırmalarda gösterilmiştir. Hücrelerin çekirdeklerinde genetik mekanizmanın düzgün çalışması için glutatyon proteini gerekir. Ayrıca glutatyonun %10’u mitokondride bulunur. Mitokondri ise hücrenin aküsü olup, sürekli enerji desteği sağlar. Selenyum da glutatyon üretimine yardımcı olur. Selenyum hemen hemen tümüyle testiste glutatyon peroksidaz enzimine bağlı halde bulunur. Spermler olgunlaşırken spermatid aşamasında bu enzimin aktif olarak çalıştığı, olgun kuyruklu spermlerde ise mitokondri membranında inaktif formda varlığını sürdürdüğü gösterilmiştir. Glutatyon peroksidaz enzimi güçlü bir antioksidandır. DNA hasarlarından başlıca sorumlu olan hidrojen peroksid adlı molekülü etkisiz hale getirerek, oksidatif stresin önlenmesinde önemli rolü oynar. Bütün bunlar da göstermekte ki, spermlerin olgunlaşması ve DNA hasarlarından korunmada selenyum desteğine çokça ihtiyacımız olmakta.
Semende selenyum düşüklüğü sperm hareketinde ve şeklinde bozulmaya, sayısında da azalmaya yol açabilir. Azospermi ya da oligozoospermili erkeklerde selenyum düzeyi ciddi miktarda düşük bulunmuştur. Benzer şekilde yüksek DNA hasarı olan erkeklerde selenyum takviyesinin bunu düşürdüğü de araştırmalarda ortaya konmuş durumda.
Ancak selenyum düzeyini pratikte ölçmek kolay olmaz. O nedenle de kullanımı ampirik kalmakta. Bununla birlikte, şayet bir erkekte artmış oksidatif stres saptanmışsa ve mitokondri fonksiyonlarında bozulmanın da buna eşlik ettiği yine testlerle gösterilmişse, o zaman dışarıdan selenyum takviyesi başlanabilir. Bazı ciddi selenyum eksikliklerinde kas güçsüzlüğü, yorgunluk ve uyuşukluk, hafızada zayıflama, kolesterol yükselmesi, tırnakların incelmesi ya da bağışıklık sisteminde zayıflama gibi belirtiler de dikkat çekebilir. Böyle durumlarda kanda selenyum ölçümü bir dereceye kadar bilgi verebilir.
Tahıllar, deniz ürünleri, et, karaciğer, pekmez, süt ve süt ürünleri, yumurta, tereyağı, mantar, soğan, lahana, brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler ve tavuk eti selenyumdan zengin gıdalardır. Ne yazık ki rafine gıdalarda selenyumun da kaybolma riski son yıllarda ciddi bir tehdit oluşturmakta. Finlandiya, Estonya gibi bazı ülkelerde selenyum eksikliği yaygın olup, dışarıdan takviye edilmesi bile önerilmiştir. Ancak fazla selenyum alınması bulantı, kusma, kas ağrıları ile karıncalanma, hissizlik, titreme gibi sinir sistemi belirtileri de verebilir. Uzun süre devam edilmesi durumunda diyabet veya başka tıbbi rahatsızlıkların gelişmesine ya da psikolojik bozukluklara yol açması olasıdır.
Netice olarak, selenyum sperm sağlığı için alınması zorunlu bir elementtir. Günlük yaşantımızda yeterli miktarda besinlerden alabiliriz. Ancak düzensiz ve sağlıksız beslenme biçimi olan baba adayı erkeklerde dışarıdan takviyesi gerekebilir. Bunu, beslenme alışkanlıklarınızı düzenleyerek yapabileceğiniz gibi doğrudan ilaç olarak da alabilirsiniz. Özellikle sperm incelemelerinde hareket düşüklüğü, oksidatif stres ve DNA hasarı riski görülenlerde buna gereksinim daha fazla olabilir.
Bu yazı https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ sayfasında yayınlandı.
Resim https://openclipart.org/