Her şeyden önce yeni yılın sağlık, huzur ve barış getirmesini diliyoruz. Özellikle kovid salgını nedeniyle geçtiğimiz yıllarda çok sıkıntılı günler yaşadık. Umarım bundan sonra benzer felaketlerle karşılaşmayız. 2023’ün biz ilgilendiren bir diğer beklentisi ise hiç kuşkusuz, çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin bu dileklerine bir an önce kavuşmaları. Bakalım önümüzdeki günler bize ne gösterecek…
En güncel beklentimiz kök hücre tedavisi konusunda bir gelişme olması. Aslında bu konuda dünya genelinde oldukça yoğun araştırmalar yapılmakta. Kök hücre tedavisi dendiğinde iki farklı yöntem söz konusudur. Birincisi, testisin dışında, vücudun herhangi bir yerinden kök hücreleri alıp bunları laboratuvarda sperm yönünde olgunlaştırmak ve arkasından tüp bebekte kullanmak. Bu amaçla kemik iliğinden, yağ dokusundan, göbek kordonundan hatta deriden alınan hücreler kullanılmış, neticede bunlar sperm gibi gelişip sağlıklı yavrular dünyaya getirebilmişlerdir. Yöntemin en cazip tarafı testise hiç gereksinim duyulmadan sperm yapılabilmesidir. Üstelik kişinin kendi hücreleri kullanıldığı için etik ya da doku uyumsuzluğu gibi sorunlar da taşımaz. Ancak hemen belirteyim, bunların hepsi hayvan çalışması olup insana yönelik herhangi bir uygulama gerçekleştirilmiş değil. İşte 2023’ün bu yönde verimli bir yıl olması en başta gelen dileğimiz.
İkinci yöntem ise, yine kişinin kendi vücudundan elde edilen bazı hücreleri testise enjekte edip, testiste bozulmuş olan sperm üretiminin yeniden başlatılması seçeneğidir. Bu çok daha ümit veren bir yaklaşım olup, bizim de üzerinde çalıştığımız bir konudur. Gerçekten de testisteki bazı özelleşmiş hücreleri toplayıp dışarıda zenginleştirdikten sonra yeniden testise verdiğimizde sperm üretiminin düzeldiğini gördük. Buna benzer şekilde, kandan ayrıştırılan platelet hücrelerinin testise verilmesi ile de daha kaliteli sperm üretilebileceği anlaşıldı. Yine yakın bir tarihte klinik uygulamaya geçme potansiyeli olan yöntem, kök hücrelerden çıkan ve içinde çok sayıda besleyici faktör taşıyan ekzozom dediğimiz keseciklerin testise nakledilmesiyle gerçekleşecektir. Yeni yılda bu beklentilerimizin de hayata geçmesini umuyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda gündeme gelen ve sağlıklı doğumlarını gördüğümüz ROSİ yönteminin başarısını artırma gayretleri de sürmekte. Bilindiği üzere ROSİ, Japonya’da Profesör Tanaka tarafından yeni bir teknikle uygulanmış ve bir kısım azoospermik erkek için baba olma şansı vermiştir. Ülkemizde de bir süredir yapılmakta olup, olgun sperm hücresi çıkmayan TESE vakalarında son çare olarak kullanılmaktadır.
Görüldüğü gibi kısırlık tedavisi konusunda umutlu bir bekleyiş içindeyiz. Bir kısmı kısa vadede gerçekleşebilecek gibi görülmekte. Biraz daha beklersek daha başarılı sonuçların alınacağı da kesin. Hiç kuşkusuz belli bir zaman aralığı vermek mümkün değil, ama en azından artık hiçbir şansımız kalmadı şeklinde umutsuzluğa da kapılmamalıyız. Bu bekleyiş içerisinde çocuk sevgisini tattırabilecek bir alternatif ise evlat edinmektir. Hem bir çocuğa aile kazandırmak hem de anne-baba duygusunu hissettirme fırsatı vermesiyle tercih edilebilir bir seçenek olarak düşünülebilir. Böylelikle biyolojik çocuk sahibi olma yolundaki gelişmeleri daha rahat ve stressiz şekilde takip edebilir, gerçekleştiğinde ise mutluluğunuz iki kat artmış olur.
Yılın son yazısında, 2023’ün herkes için hayallerinin gerçekleştiği, huzurlu ve sağlıklı günlere fırsat verecek umut dolu bir yıl olmasını diliyorum.
Resim: https://openclipart.org/
Bu yazı https://www.hurriyet.com.tr/aile/yazarlar/kaan-aydos/ sayfasında yayınlandı