Doğal yolla çocuk olmasının birinci koşulu, yeterli sayıda hareketli sperm hücresinin kadında genital kanallara boşaltılabilmesidir. Spermler meni sıvısı içinde taşınırlar. O nedenle meni sıvısının miktarı ve kalitesi sağlıklı bir gebeliğin başarılmasında son derece önemlidir.
Bir erkek her boşalmada yaklaşık 2-5 mililitre meni çıkarır. Bunu kabaca en az bir kaşığın yarısını dolduracak kadar diye tanımlayabiliriz. Şayet birkaç damla çıkıyorsa, altında yatan ciddi bir sorun var demektir.
Sperm hücreleri testiste çok ince kanalcıkların duvarında yerleşmiş kök hücrelerden üretilir ve lümene atılır. Daha sonra bu kanalcıkların lümenindeki sıvının akışıyla da testisi terk eder. İçinde spermlerin taşındığı testis sıvısının miktarı ancak birkaç damladır. Yani testislerin büyük ya da küçük olması, ilişki sırasında dışarı atılan meni hacminde fark edilir bir değişiklik yapmaz. Dolayısıyla, meni az çıkıyor diye sperm üretiminin bozulmuş olması gerekmez.
Dışarı atılan meninin büyük kısmı, seminal veziküller dediğimiz bezlerin salgısından oluşur. Seminal veziküller, hemen mesanenin arkasında yerleşmiş iki küçük bezdir. Testislerden gelen spermler bu bezlerin salgısı ile birleşirler. Son aşamada dışarı atılmadan önce prostat sıvısı da eklenir ve nihayet meni olması gereken hacmine erişir.
İşte bu nedenle, meni miktarındaki azalma bahsettiğimiz bezlerin sağlıklı çalışmasıyla yakından ilişkilidir. Genital sistemdeki bezlerin çalışması kanda yeteri miktarda testosteron hormonunun varlığını gerektirir. Testosteron düşüklüğü, meni miktarının azalmasında başta gelen nedenlerdendir. Beyinde hipofiz bezinin az çalışması ya da testislerin küçük olması testosteron yetmezliğiyle karakterize hipogonadizim dediğimiz klinik tabloya yol açar. Böyle durumlarda eksik olan hormonun yerine konulması ile olguların büyük kısmında tedavi sağlanabilir. Testosteron hormonunun normal olduğu durumlarda kanallarda sperm çıkışını engelleyecek bir tıkanıklık olabilir. Kanal tıkanıklıkları, azoosperminin tedavi edilebilen nedenleri arasında yer alır.
Vücut kütlemizin yaklaşık üçte ikisi sudur. En fazla birkaç gün susuzluğa dayanabiliriz. Meni sıvısının miktarı da günlük su tüketimimizle yakından ilişkilidir. Dehidratasyon durumunda meni miktarı azalır ve kıvamı koyulaşır. Koyu kıvamlı meni içinde spermler hızlı hareket edemezler. Bunu sperm tahlillerinde viskozitede artış olarak görürüz. Sıvı alımının azalması, iltihap hücrelerinin artmasına ve meninin su ile taşınan minerallerden mahrum kalmasına da yol açar. Bazı minerallerin eksikliği spermlerin yumurtayı döllemesinde ciddi engel yaratabilir. İltihap hücreleri ise, sperm DNA hasarlarının başlıca nedenidir.
Bunların dışında şeker hastalığında sinirlerdeki zayıflama neticesi meninin dışarı atılışı zayıflayabilir ya da mesaneye geri kaçabilir. Benzer duruma bazı karın içi ameliyatlarından sonra da rastlıyoruz. Özellikle kolon, rektum ve mesane ameliyatlarında sinirlerdeki hasarlanmaya bağlı meni atılımı bozulabilir. Yine prostat büyümelerinde idrar çıkışını kolaylaştırmak için kullandığımız bazı ilaçlar retrograd ejakulasyon dediğimiz, meninin mesaneye kaçmasına neden olabilir. Bir takım tansiyon ilaçları ya da antidepresanların da meni hacmini azaltıcı yan etkileri görülebilir.
Dışarı atılan meni miktarındaki azalmalar, altta yatan nedene göre tedavi edilir. Bunun için detaylı bir muayene, kan ve idrar tahlilleri yapılır. Ama hepsinden önce, yeteri kadar sıvı tükettiğinizden emin olun. Günlük hafif fiziksel egzersizler, aşırı kiloların verilmesi, alkol ve sigaradan uzak kalınması gibi sağlıklı bir yaşam tarzı da tedavinize destek olacaktır.
Bu yazı https://www.hurriyet.com.tr/aile/yazarlar/kaan-aydos/ sayfasında yayınlandı
Resim https://openclipart.org/