Kısırlık nedeniyle tedavi arayışına başlayan çiftlerden ilk istenen test, sperm tahlilidir. Bu şekilde sperm hücrelerinin sayısı, hareketi ve şekli konusunda bir fikir edinebiliriz. Sperm sayısı çok düşükse ya da hiç sperm çıkışı yoksa, doğal yolla gebelik beklemek de söz konusu olamaz. Benzer şekilde hareketli sperm yüzdesi de düştükçe doğal yolla gebelik şansı azalacak ve neticede tüp bebek gerekecektir. İşte bu nedenlerden ötürü kısırlık tanısı koymada ve tedavisinde güvenilir bir sperm tahlilinin elimizde olması çok önemlidir.
Ancak ne yazık ki tüm dünyada sperm tahlillerinin güvenilirliği ve doğruluğu konusunda ciddi şüphe vardır. Örneğin Florida Üniversitesi’nin geniş çaplı bir çalışmasında, aynı sperm örneğinin sayısı için bir laboratuvardan 3 milyon sonucu verilirken, diğerinden 492 milyon gibi çok faklı bir neticenin rapor edildiği görüldü. Aynı örneğe 500 laboratuvarın verdiği sonuçlar değerlendirildiğinde, sperm sayıları arasında %30 ile %138’e kadar farklılık olduğu ortaya çıktı. Sperm morfolojisinde de %7 ile %56’ya varan sapmalar vardı. Kısacası, sperm tahlil sonuçları laboratuvardan laboratuvara büyük değişiklik gösterebilmekte. Pekiyi, bu nereden kaynaklanıyor?
Tahliller arasındaki farkın en önemli nedeni, incelemeyi yapan şahsın tecrübe ve bilgisinin yeterli olup olmamasıdır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) belli aralıklarla sperm örneklerinin nasıl ve hangi kriterlere göre değerlendirileceği konusunda rehberler yayınlar. İdeal olanı her merkezin bu kriterlere göre incelemeyi yapmasıdır. Oysa araştırmalar göstermekte ki, laboratuvarların yaklaşık üçte biri bu kriterlerden haberdar değil. Sperm örneklerini değerlendirirken farklı kriterleri kullanmakta, bu da bir yerin normal dediği örneğin başka yerde bozuk olarak raporlanmasına yol açmakta. Çoğu merkez hangi kriteri kullandığını belirtmediği için de sonuçlar laboratuvarlar arasında farklı farklı görülmekte.
Sadece değerlendirme kriterleri değil, inceleme sırasında kullanılan teknik de sonuçlarda farklılık yaratabilir. Sperm sayımının yapıldığı yönteme, morfolojik inceleme için kullanılan boyalar ve boyama tekniğine bağlı olarak ölçüm değerleri önemli derecede etkilenebilir.
Günümüzde sperm tahlilleri iki şekilde yapılmakta; bilgisayar destekli otomatize sistemlerle ya da manuel olarak. Otomatize sistemlerde önceden bilgisayara belli bir program yüklenir ve sistem hafızasındaki şablona göre sperm örneğini normal ya da anormal olarak belirler. Bu sayede oldukça standardize bir inceleme yapılmış olmakla birlikte, bilgisayar bazı ölçümleri yapamadığı için çok sayıda hücre de ya değerlendirme dışı kalmakta ya da hatalı değerlendirilmektedir. Zaten bilgisayar sistemlerinin, sayısı 2 milyon altında olan sperm örneklerinde güvenilir sonuç vermediği kabul edilir. Bununla birlikte son zamanlarda geliştirilen çok daha hassas ölçüm yapabilen bilgisayar programları sayesinde otomatize sistemler oldukça güvenilir seviyeye gelmiştir. Manuel yani kişinin mikroskop altında yaptığı sperm incelemelerinde ise, komplike örnekler değerlendirilirken bu şekilde yanılgı payı daha düşük olmakta. Ancak burada da yapan şahsın tecrübesi ve bilgisi sonucun doğruluğu konusunda anlamlı derecede önem kazanır.
Sperm tahlillerinin doğruluğunu artırmak için laboratuvarların sürekli olarak iç ve dış kalite kontrollerinin yapılması gerekir. Bunun için standart örnekler hem aynı laboratuvarda birkaç kez hem de başka laboratuvarlarda incelettirilerek, nerelerde sapmalar olduğu tespit edilmeli ve daha sonra da bunları düzeltecek eğitim verilmelidir. Ne yazık ki çoğu laboratuvarın böyle kontrol mekanizmalarını kullanmadığı görülüyor.
Ancak sperm tahlil sonuçları arasında fark olması sadece laboratuvar faktörüne dayandırılmamalı, biyolojik olarak da sperm çıkışı zaman zaman değişebilir. Normal bir erkek her saat yaklaşık 1 milyon sperm üretmekte. Dolayısıyla kaç günlük cinsel perhiz sonrası tahlil verildiği önemlidir. Hatta saatlik olarak bile sonuç değişebilir. Yine tahlil verirken toplama kabına yabancı madde karışması, uzun süre beklemesi, beklediği ortamın koşulları, sperm çıkarırken stresli olunması gibi çok sayıda kişiye ait faktör de dikkate alınmalı.
Netice olarak, sperm tahlili kısırlık araştırmasında temel testtir. Ama sadece kâğıtta yazan değerlere bakarak tanı konulmamalı, değişik aralılarla birkaç kez tekrarlanıp, klinik bulgularla birlikte değerlendirilmeli. En sağlıklısı, kendiniz bir kanıya varmadan önce doktorunuza danışmanız olacaktır.
Bu yazı https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ sayfasında yayınlandı
Resim https://openclipart.org/