Erkeklerin en büyük endişelerinden biri de prostat hastalıklarıdır. Prostat erkeğe ait bir bez olup, spermin oluşmasında rolü vardır. Prostat salgısı spermin enfeksiyonlara karşı dayanıklılığını artıran çinkodan çok zengindir. Ayrıca, kadın genital kanalında spermin akıcı halde kalması da yine prostattan gelen salgılarla gerçekleşir. Sperm tahlilinde likefaksiyon dediğimiz akışkanlığın gerçekleşmemesi durumunda gebelik şansı da ciddi anlamda düşer. 50 yaşından sonra prostatta bazı yapısal değişiklikler ortaya çıkar ve büyümeye başlar. İyi huylu prostat büyümeleri idrar kanalında tıkanıklık yaratarak erkeklerin yaşam kalitelerinde de ciddi bozulmaya yol açar. Daha ileri yaşlarda ise kanser gelişme riski ile karşılaşırız.
Üreme çağındaki genç erkeklerde prostat büyümesi ya da kanseri çok nadirdir, bunlarda prostat hastalığı dendiğinde akla prostatın çocuk olmasına mâni bozuklukları gelmelidir. Bunlardan biri de prostat içerisindeki kistlerin meni kanalında yaptığı tıkanıklıklara bağlı obstrüktif azospermi durumudur. Genel popülasyonda %5, kısırlık nedeniyle araştırılan erkeler de ise %10 oranında prostat kistine rastlıyoruz. Bu kistler kanser gibi tehlikeli oluşumlar olmayıp, içerisi sıvı ile dolu keseciklerdir.
Prostat kisti olan erkeklerde, dışarı çıkan meni hacminde azalma, ağrılı ejakulasyon, idrar yaparken sızlama, idrar yollarında enfeksiyon, meninin kanlı gelmesi ve tabii ki azoospermi ve buna bağlı kısırlık sık rastlanılan şikayetlerdir. Çoğu kez bir belirti vermeyebilir ve sperm tahlillerindeki bozukluklar ile dikkat çeker. Tahlilde sperm volümünün 1,5 mililitrenin altında olması, pH değerinin asit yönüne kayması ve azospermi görülmesi prostat içinden geçen meni kanalında bir tıkanıklık olabileceğinden şüphelendirmelidir. Ancak bir kist olması her zaman kısırlık yapacak anlamına gelmez, hiçbir belirti vermeden ömür boyu da kalabilir. Kist tanısı makattan girilerek yapılan transrektal ultrasonografi ile kesinleştirilir. Bazen testislerin yerine inmemesi, idrar deliğinin geriden açıldığı hipospadias ya da bir böbreğin doğuştan yokluğu gibi anomalilerin de eşlik ettiği görülebilir.
Prostat içindeki kistlerin büyük kısmı doğuştan gelen embriyonik artıklardan kaynaklanır. Prostat kanallarının sonradan iltihap ya da kalsifikasyon gibi nedenlerle tıkanmasıyla da retansiyon kistleri gelişebilir. Nasıl gelişmiş olursa olsun, kistin kısırlık nedeni olması için meni kanallarında tıkanıklık yapması gerekir. Çünkü prostatın içinden vaz deferens dediğimiz ve testislerden gelen spermleri taşıyan yaklaşık 40 cm uzunluğunda bir kanalın son 2 cm’lik kısmı geçmektedir. Ejakülatör kanal olarak adlandırılan bu parça daha sonra idrar kanalına açılarak, testislerden gelen spermlerin dışarı atılmasını sağlar. İşte, prostatın tam ortasında yerleşen bir kist bu kanallara bası yaparsa, spermin idrar kanalına atılması gerçekleşemez ve neticede azoospermi ortaya çıkar. Buradan da anlaşılacağı üzere, prostatın tam ortasında yerleşen ve her iki ejakülatör kanala tam bası yapan kistler asıl önemli olanlarıdır. Transrektal ultrasonografi bu durumu çok açık gösterir. Şüphede kalınan bazı durumlarda manyetik görüntüleme yani MR filmleri de yardımcı olur.
Azoopserminin nedeninin kesin olarak kiste bağlı olduğu anlaşılırsa, kistin boşaltılmasına yönelik bir tedavi planı yapılır. Kistler ya idrar kanalından ya da rektum yoluyla girilerek drene edilir. İdrar yolundan yapılan müdahalelerde peniste idrar deliği açıklığından, ucunda mercek bulunan çok ince bir boru prostat seviyesine kadar ilerletilerek, kanalların açıldıkları delikler gözlemlenir. Uygun olduğu anlaşılırsa bu kısım kesilerek kistin boşalması sağlanır. Rektum yoluyla yapılan girişimlerde ise ultrason eşliğinde bir iğne ile kist aspire edilir. Her iki tekniğin de kendine göre önemli yan etkileri olabilir. İşlemleri yapacak uzmanın tecrübeli olması önemlidir. İşlemden önce hasta titiz bir hazırlık döneminden geçer. Sonrasında da bir süre kontrol altında tutularak, herhangi bir komplikasyon gelişmediğinden emin olmak gerekir. Burada en korkulan husus enfeksiyon gelişmesidir. Ancak uygun tedbirler alındığında bu durumla karşılaşma riski de çok azalır.
Netice olarak, prostat kistleri kısırlık nedeni olabilir. Sperm tahlili ve görüntüleme yöntemleri ile doğru tanı konursa, başarıyla tedavi edilebilir. Tedavi edilemeyen durumlarda ise testislerden alınacak spermlerle tüp bebek sonuca götürür.
Bu yazı https://www.milliyet.com.tr/yazarlar sayfasında yayınlandı.
Resim: Radiographics 1990;10, 635-650