Çocuğumuz olmuyor endişesi ile tedavi arayışına gören erkeklerde hiç kuşkusuz ilk inceleme sperm tahlilidir. Ancak sperm tahlilinin bir kısırlık testi olmadığı, sadece eşini gebe bırakma potansiyelini tahmin ettiren bir tetkik olduğu da unutulmamalı. Nitekim sperm sayısı bir milyonun altında ya da morfolojisi sıfır iken gebelik görülürken, sayı 50 milyona ulaştığında bile baba olunamayabilir. Sperm tahlilinde asıl önemli parametre motilitedir, yani spermin hareketi. Hareket etmesi öncelikle bu spermlerin canlı olduğunu gösterir. Bir diğer önemi ise, yumurtaya erişebileceklerini anlamamızdır. Oysa bu kadar önemli olmasına rağmen sperm hareketi ne yazık ki tahlillerde çoğu kez hatalı yorumlanmakta.
Sperm tahlillerinin tüm dünyada aynı doğrulukta değerlendirilebilmesi için Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) belli kriterler belirlemiştir. Çevresel faktörler ya da genetik varyasyonlar nedeniyle ortaya çıkabilecek değişimlere göre de zaman zaman bu kriterleri gözden geçirir ve güncelleştirir. En son güncellemesini de 2010 yılında yaptı. Burada en dikkat çeken değişiklik sperm hareketinin değerlendirilmesi olmuştur. Çünkü laboratuvarda sperm hareketi yıllardır 4 kategoride yapılmaktaydı: 1) ileri-hızlı, 2) ileri-yavaş, 3) yerinde ve 4) hareketsiz. İleri-hızlı demek, spermin bir saniyede 25 mikron yol alması anlamına gelir. Yani yaklaşık olarak bir saniyede başının 5 katı kadar ilerlemesi gerekir. Oysa bunu gözle tahmin etmek çok zordur. Bunu kontrol etmek için aynı örneği başka biyologlara gösterdiklerinde, her birinin farklı bir sonuç verdiği görüldü. Üstelik sperm bu kadar hızlı gitmese de yumurtayı dölleme başarısı değişmemekteydi. İşte, DSÖ bunları dikkate alarak 2010 yılında spermin ileri hareketinin hızlı ve yavaş olarak ayrılmasını terk etti ve sadece ileri gitmesinin yeterli olduğuna karar verdi. Dolayısıyla tahlillerde de artık hareket 3 kategoride yazılmaya başlandı: 1) ileri, 2) yerinde ve 3) hareketsiz. Bunun anlamı, ister hızlı ister yavaş olsun, bir sperm ileri hareket ediyorsa bu yeterli demektir. Bunun normal değerini ise %32 olarak belirledi, yani tahlilde ileri sperm hareketi %32 ya da üzerindeyse, bu normal demektir.
Ne yazık ki çoğu laboratuvar hala eski sisteme göre sperm hareketini ileri-hızlı ve ileri-yavaş şeklinde ayrı ayrı raporlamakta, bu da ileri-hızlı oranı düşük olunca sperm hareketinin bozuk olduğu şeklinde yanıltıcı olmaktadır. Örneğin ileri-hızlı oranı %0, ileri-yavaş %40 gelen bir rapor, tamamen normal demektir. Çünkü bu ikisi toplanarak değerlendirilmeli. Bu örnekte ikisinin toplamı %40’dır ve bu da %32’den büyük olduğu için sperm hareketinin yeterli olduğu anlaşılır. Oysa sadece ileri-hızlı’ya bakılırsa, sanki hiç hareket etmiyor gibi yanlış bir kanıya varılmakta. Bazı çiftlerin sırf bu yanılgı nedeniyle tüp bebeğe yönlendiğini de görmekteyiz.
Netice olarak, tahlillerde sperm hareketi okunurken ileri-hızlı ve ileri-yavaş değerlerin toplamına bakılması, sonucun da ileri hareketli şeklinde yazılmış olmasına dikkat etmek gerekir. Ayrıca, laboratuvarda sperm örneğinin verilmesi sırasında yapılan yanlışlıklar ya da laboratuvar işlemlerindeki teknik hatalar nedeniyle tek bir tahlil sonucuna güvenilmemesi, mümkünse 2 hafta arayla tahlilin tekrarlanması da önerilir.
Bu yazı https://www.hurriyet.com.tr/aile/ sayfasında yayınlandı.
Resim: https://openclipart.org/