Çocuk sahibi olmak her çiftin en doğal hakkıdır. Şayet düzenli ilişkilere devam etmek ve herhangi bir doğum kontrolü uygulamamak kaydıyla üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hala çocuk olmamışsa o zaman infertiliteden söz edilir. Erkek yönünden ilk yapılacak test şüphesiz sperm tahlilidir. Olguların neredeyse yarısında tahlillerde ya sperm sayısı ya da hareketi bozuk gelecektir. Burada ilk dikkat çeken değer sperm sayısı olmakta. Tahlil kağıdında sperm sayısı için normal değer olarak mililitrede 15 milyonun üzeri yazar. Bu değer, 2010 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün kabul ettiği sınırdır. Dolayısıyla bunun altında bir sonuç çıkması, ister istemez akılda soru işareti doğurmakta: Acaba çocuğumuz olmayacak mı? Gerçekten de öyle mi, yani 15 milyonun altında geldiyse çocuk olmaz mı?
Geçtiğimiz yıllarda, kısırlık nedeniyle başvuran 100 erkek üzerinde yapılan detaylı bir araştırmanın sonuçları açıklandı. Bu çiftlerde kadına ait herhangi bir sorun yoktu. Bunun üzerine araştırıcılar erkeğin sperm sonuçlarına bakarak, hangi sayılarla eşlerini gebe bıraktıklarını hesapladı. Neticede görüldü ki; sperm sayısı normalden düşük de olsa doğal yolla gebelik olabiliyordu. Örneğin toplam hareketli sperm sayısı 1 ile 5 milyon arasında olanların yaklaşık dörtte birinde doğal yolla çocuk olmuştu. Hatta 1 milyondan düşük bile olsa gebelik mümkündü. Sayı yükseldikçe gebelik şansı da %40-50’ye kadar yükselmekteydi.
Kendi gözlemlerimiz de bu yönde olduğuna işaret ediyor, yani sayı ne kadar düşük olursa olsun doğal yolla çocuk olabilir. Burada önemli olan mevcut spermlerin kalitesi. Kaliteyi belirleyen ise spermlerin canlılığı ve oksidatif stres durumu. Canlılık hareketle anlaşılır. O nedenle sperm sayısına bakarken mutlaka hareketli spermleri hesaba almak gerekir. Diyelim toplamda sperm sayısı 5 milyon gelmiş. Hareketli sperm oranı ise %20. Bu durumda 5 milyon spermin %20’si, yani 1 milyonu hareketli demektir ki yukarıdaki araştırmaya göre bu çiftlerin %24’ü beklemekle doğal yolla çocuk sahibi olabilecektir. Demek ki sayı düşük diye endişe etmeye gerek yok. Her zaman için gebelik olabilir. Tabii ki şans diğerlerine göre düşer ama yine de umut vardır. Peki, tüp bebek yaptırsak nasıl olur? Tüp bebeğin başarısı en fazla %40-50’dir, yani tutmayabilir. Üstelik masrafı ve zahmeti de ayrı konu. Ancak doğal yolla aşamayacağımız sadece tüp bebekle sonuç alabileceğimiz durumların da olduğunu unutmayın. O nedenle makul bir süre bekledikten sonra hala gebelik görülmediyse tüp bebeğe geçilmesi gayet normaldir. Tüp bebek tutmazsa, yine doğal yolla olma umudu devam eder.
Oksidatif stres ise spermlerin içinde yüzdüğü seminal sıvıda zararlı metabolit birikimi nedeniyle olur. Bunlar spermin enerjisini sağlayan mitokondrinin ya da hareket ve döllenmeyi sağlayan sentriolün çalışmasını bozar. Daha ileri dönemlerde de DNA hasarı yaratarak spermin ölümüne yol açar. Oksidatif stresi ve DNA hasarlarını testlerle ölçmek mümkün. Uygun şekilde tedavi edilirlerse düzeltilebilir de.
Netice olarak, sperm sayısı ne olursa olsun, kalitesi bozulmamışsa doğal yolla gebelik beklenebilir. Ama burada çok önemli bir husus, kadının yumurta rezervi ve yaşıdır. Bunlarda bir sorun varsa beklemekle çocuk sahibi olma şansı hızlı bir şekilde düşer ve tüp bebek şansı da kaybolabilir. O nedenle şayet doğal yolla çocuk olması beklenecekse mutlaka kadın eşin de incelenmesi ve ondan sonra buna karar verilmesi gerekir.
Not: Bu yazı www.hurriyet.com.tr/aile sayfasında yayınlandı.
Resim: https://openclipart.org