Azoospermi demek tahlillerde ölü ya da canlı hiç sperm görülmemesi anlamına gelir. Burada sperm olarak araştırılan hücreler, kuyruklu hücrelerdir. Çünkü sperm hücresi kök hücrelerinden gelişirken ilk aşamada yuvarlak bir görünümde olup, olgunlaştıkça şekli de değişir ve son aşamada oval başa sahip kuyruklu olgun sperm hücresi haline dönüşür. Normalde gebelik yapması beklenen de işte bu görünümdeki olgun hücrelerdir. Oysa geçtiğimiz son bir kaç yıl içerisinde anlaşıldı ki, mikroskop altında kuyruğu görülmese de bazı sperm hücreleri döllenme yapabilecek olgunluğa sahip olabilmekte. Bu anlaşıldıktan sonra artık kuyruksuz sperm hücreleri de tüp bebekte kullanılmaya başlandı. 2015 yılında Dr. Tanaka ve ekibi tarafından Japonya’da tanımlanan yeni bir teknikle gerçekleştirilen bu uygulamaya ROSI yöntemiyle tüp bebek diyoruz. Bugüne kadar yapılan tedavilerde ROSI yöntemi ile azospermik çiftlerin %8’inde gebelik sağlanabildiği ve sağlıklı çocuklarının dünyaya geldikleri görüldü.
ROSI yöntemi, testislerden mikroTESE ameliyatı ile alınan hücrelerle yapılır. Ancak ROSI yöntemine aday olacak azospermik erkeklerin belli şartları taşıması gerekiyor. Öncelikle, kuyruğu gözle seçilemeyen bu hücrelerin gerçekten sperm hücresi olduğundan emin olunmalı. Çünkü testiste sperm hücresi dışında çok sayıda başka hücreler de vardır ve bunlar da kuyruksuz, yuvarlak görünüme sahiptir. Şayet tüp bebekte bunlar kullanılırsa, hiç kuşkusuz sonuç alınamaz. O halde gerçek sperm hücresini nasıl seçeceğiz? Bunun için belli kriterler tanımlandı. Sperm hücresinin genetik yapısı, diğer hücrelerden farklıdır. O nedenle genetik incelemeler hücre seçiminin temelini oluşturur. Şayet yuvarlak bir hücre bazı genetik belirteçleri taşıyorsa, bunlar gerçekten sperm hücresi demektir. Bu belirteçler hücrenin mayoz bölünme dediğimiz aşamayı tamamladığını ve kromozom sayısını yarıya indirgediğini gösterir. Normalde vücudun diğer hücreleri 46 kromozom taşırken, sadece olgun spermler 23 kromozoma sahiptir. Bunun için de mayoz bölünme sürecinin gerçekleşmiş olması gerekir. Mayoz bölünmenin gerçekleştiği FISH boyaması yapılarak ya da bazı belirteçleri ölçerek anlaşılabilir. Son yıllarda geliştirilen teknikle CD133, SPEM, SPEF, PRM gibi genetik belirteçlere bakarak, böyle hücrelerin varlıkları anlaşılabilmekte. Hatta daha TESE yapmadan önce ejakulatta da bu belirteçleri saptamak mümkün olabilir. Her ne kadar yüzde yüz doğrulukta bir bilgi veremese de, büyük oranda yol gösterici değerleri vardır. Bununla birlikte, en az 74 günlük bir ön tedavi mevcut hücrelerin olgunlaşmasını hızlandırabilir.
Bu şekilde hazırlıklar yapıldıktan sonra, son aşamada ROSI yöntemiyle sonuç alınabilecek haploid hücre seçimi tüp bebek sırasında gözle yapılan incelemeyle anlaşılabilmekte. Burada da embriyoloğun tecrübesi önem kazanmakta. Haploid hücreleri diğerlerinden ayırt edecek çok ince özellikleri bulunur. İşte bu özellikteki yuvarlak hücreler seçilirse, tüp bebekten sonuç alma umudu olacaktır. Daha sonra bir sıra teknik işlemden geçirilen hücreler yumurtaya aşılanarak tüp bebek gerçekleştirilir.
Tüp bebek, çoğu çifte çocuk sahibi olma şansı vermiştir. Ama ne yazık ki henüz her olguda sonuç alamıyoruz. Ancak bilimsel araştırmalar yoğun biçimde devam etmekte. Artık kök hücrelerdeki bozuk genleri, sağlıklı gen parçacıkları ile değiştirebilecek bir teknolojiye sahibiz. Çok yakında olmasa da, şimdi sadece hayal edebildiğimiz çoğu uygulamanın bir gün rutin tedavi seçeneği olacağından eminim.