Artık bizim de çocuğumuz olsun diyen bir çiftin aklını en çok karıştıran husus, bunun tüp bebekle mi olacağı yoksa bekleseler doğal yolla da olur mu sorusudur. Oysa 1976 yılına kadar tüp bebek yoktu ve buna rağmen dünya nüfusu artmaya devam etti. Bugün 43 yaşında olanlardan geriye doğru gittiğimizde, herkes doğal yolla gebelik sonucu dünyaya gelmiştir. O halde doğal yolla çocuk sahibi olmak, boşuna zaman kaybı olarak görülmemeli. Hiç kuşkusuz bazı durumlar var ki, ne kadar beklenirse beklensin doğal yolla gebelik olmayacaktır. İşte önemli olan da bu olguları bulup, onların tüp bebeğe yönlendirilmesidir. Çünkü tüp bebeğin de başarısı ortalama %50’dir, yani olguların yarısında sonuç alınamıyor. Tüp bebek gibi zahmetli ve masraflı bir girişimin başarısız olması çiftlerde büyük bir düş kırıklığı yaratıp, ileriye yönelik umutlarını da kıracaktır. Tüp bebek mi yapalım yoksa doğal yola mı bırakalım kararını vermede elimizde çok güvenilir bilimsel veriler bulunmakta. Ben erkek yönünden olanlarından bahsedeceğim, eşlerin durumu ayrıca değerlendirilmeli.
Çocuk sahibi olmaya niyetlenen bir erkek öncelikle aşağıdaki faktörler yönünden kendini sorgulamalı:
- Testislerinin her ikisi de yerinde mi, ya da testisinde bir büyüme veya sertlik hissediliyor mu?
- Sakal, bıyık, kıl dağılımı gibi erkeksi karakterleri eksik mi?
- Çocukluk döneminde testisleri yerine indirmek için ya da fıtık nedeniyle bir ameliyat geçirdi mi?
- Ergenlik yaşlarında kabakulak geçirdi mi, bu sırada testislerde şişme, ağrı gibi iltihap belirtiler oldu mu?
- Herhangi bir nedenle ışın tedavisi ya da kemoterapi gördü mü?
- Normal ilişkiye girmesine mani olacak bir cinsel problemi ya da sperm volümünde birkaç damla denilecek kadar azalma var mı?
Şayet bunlardan biri varsa, hiç beklemeden doktora müracaat edip kontrolü başlamalı. Değilse doğal yolla baba olmak için 1 yıl beklenir. Bu sürede erkeklerin %85’inde eşi gebe kalacaktır. Ancak yine de gebelik görülmediyse, işte o zaman spermlerin tetkik edilmesi uygun olur. Bu aşamada sadece basit bir sperm tahliline bakıp, karar vermemeli. Tahlil değerleri tamamen normal sınırlarda görülse bile, yine de sperm kalitesi yetersiz olabilir.
En korkulan azoospermi de bile önce genetik testler, ejakulat markırları ve kanda hormon düzeyi ölçümlerine bakarak testislerde sperm üretimi değerlendirilir. Çünkü azoospermi tedavi edildiği takdirde doğal yolla bile çocuk sahibi olunabilecek durumlar vardır. Azoospermi değilse, sperm kalitesi yeterli olduğu müddetçe her zaman için doğal yolla gebelik beklenmeli. Sperm kalitesinin değerlendirilmesinde de oksidatif stres, DNA hasarları, mitokondri enerji kapasitesi ve sentriol bozuklukları yönünden spermlerin incelenmesi oldukça faydalı bilgiler verir. Sadece çok nadir rastlanılan total globo veya pin-head gibi bazı sperm morfoloji bozuklukları vardır ki, o zaman doğal yolla gebelik beklenmez. Yoksa morfoloji bozukluğu çocuk olmasına mani kesin bir kriter değildir. Benzer şekilde sperm motilite azlığı da tamamı hareketsiz olmadıkça gebe kalınamaz anlamına gelmez. Hareketi düşük olsa bile şayet nedeni bulunursa tedavi de edilebilir.
Bir kez daha vurgulamak isterim, spermin kalitesi iyi olduğu müddetçe azospermi dışındaki olgularda doğal yolla çocuk olması beklenebilir. Burada önemli olan, uygun tetkiklerin yapılıp, sorunun nedeninin ortaya çıkarılması ve buna yönelik bir tedavi planlanmasıdır. Biz buna “kişiye özgü tedavi” diyoruz. Artık tıp, kişiye özgü tedavi prensiplerini kullanma yönünde gelişmekte. Sizde de, sperme ait sorunun en olası nedenini bulup, buna hedeflenmiş bir tedavi yapılırsa doğal yolla çocuk sahibi olma şansınız en yüksek düzeye çıkacaktır. Ancak bu aşamayı geçtikten sonra tüp bebek düşünülmeli.