Çocuk sahibi olmaya niyetlenmeden önce spermlerin genel sağlık kontrolünden geçirilmesi, kısırlığın erken tanı ve tedavisi bakımından önemlidir. Şayet spermler sağlıklı bulunursa ya da bozukluklar düzeltilirse, herhangi bir endişeye kapılmadan beklenebilir.
Testislerde sperm üretimi ergenlikle birlikte başlar ve ömür boyu devam eder. Ergenlik döneminde beyinden salgılanan hormonların etkisiyle testislerde testosteron salgısı ani bir yükseliş gösterir ve birlikte olgun sperm üretimi de ortaya çıkar. Yaklaşık 3 ay aralıklarla kendini yenileyerek, yumurta ile birleşeceği günü bekler. Ancak sperm hücresi son derece hassas bir yapıya sahiptir. Gelişiminin her devresinde farklı ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlarının zamanında ve yeteri kadar karşılanmaması ise üreme fonksiyonlarını ciddi derecede bozabilir. Ayrıca çevreden gelecek tehditlere karşı da dayanıksızdır. Çevresel faktörlerin etkisi son yıllarda kaygı verici bir seviyeye ulaştı. Bu nedenle de spermler testisin içinde sıkı bir korumaya alınmıştır. Eğer testisten yeterli desteği göremezse, erkenden yaşlanıp kısa sürede hayatiyetini kaybeder. İşte, geri dönüşü olmayan yola girmeden önce spermin sağlığını bozacak faktörlerin bulunup ortadan kaldırılması, en azından gerekli tedbirlerin alınması, ileride sıra çocuk yapmaya geldiğinde kötü bir tablo ile karşılaşılmasını da önleyecektir. Bu da ancak spermin ve testisin yakın kontrolü ile sağlanabilir. Spermin genel sağlık kontrollerinin yapılması bu anlamda ileriye yönelik koruyucu bir öneme sahiptir.
Sperm “check-up” neleri içerir:
- Spermin içinde yüzdüğü seminal sıvıda biriken zararlı toksik maddelerin ölçümü: Gerek çevresel nedenlerden gerekse spermin kendinden kaynaklanan atıklar zamanla birikerek spermlere zarar vermeye başlar. Bunlar önce spermin şeklini bozar, daha sonra da içine girerek enerji kaynaklarını haraplar ve hareketini yavaşlatır. Son aşamada ise nekroza yol açarak spermi öldürür. İşte, bu atıkların henüz sperme zarar vermeden önce tespit edilip ortamdan uzaklaştırılması sperm sağlığının korunması bakımından çok önemlidir.
- Erken sperm yaşlanmasının tespiti: Spermin hedefi, taşıdığı genetik malzemeyi ve destek ürünlerini yumurtaya sağlıklı biçimde ulaştırmaktır. Ancak bazı nedenlerden dolayı sağlığını kaybetmişse, yumurtaya ulaşsa da embriyo gelişimini başlatamaz ya da embriyo gelişse bile düşüklere veya anomalilere neden olabilir. İşte, böyle fonksiyonunu kaybetmiş spermlere “erken yaşlanmış sperm” demek uygun olur. Gerek erkek gerekse kadın genital kanallarında bu şekilde erken yaşlanmış spermlere müsaade edilmez ve derhal savaşçı hücreler tarafından ortadan kaldırılırlar. Eğer spermlerde erken yaşlanma saptanırsa, uygun tedbirlerin alınması ile geri döndürülebilir, çünkü bu spermler henüz canlılıklarını kaybetmemişlerdir. Erken yaşlanan spermlerde hareket azalmış, şekilleri bozulmuş olmakla birlikte tamamen normal görünümde de bulunabilirler. Bunların iyi ayırt edilmesi gerekir.
- Ölü spermlerin (nekrotik) tespiti: Yaşlanan spermler nihayetinde nekroza giderek hayatiyetlerini kaybederler. Ölü sperm hareketsizdir ama her hareketsiz sperm ölü anlamına da gelmez. Gerçekten ölü spermlerin farklı yöntemlerle gösterilmesi gerekir.
- DNA hasarı oranı: Sperm DNA hasarları, yumurta ile birleşme, uterusa tutunma ve embriyo gelişimi aşamalarında ciddi risk oluşturur. Çoğu düşük olgusu, sperm DNA hasarına bağlıdır. Ancak ne yazık ki standart sperm tahlilleri DNA hasarını göstermez. Bunu ancak özel tekniklerle ortaya koyabiliyoruz. DNA hasarlarının tedavisi, hasarı onaracak enzimlerin salgılanmasını artıracak tedavilerle olur. Bir kez hasar düzeltildikten sonra da bunu korumak için tedbirler alınmalıdır. Aksi takdirde aynı hasar kısa sürede yeniden gelişebilir. Sperm DNA hasarları, ölümünden önceki son aşamadır.
- Sperm anöploidi miktarı: Gebe kalınmasına rağmen embriyo gelişiminin sağlıksız olduğu ya da düşük görülen olgularda spermin genetik malzeme miktarındaki bozukluklar (anöploidi) neden olmuş olabilir. Böyle olgularda önceden bazı önlemler alınması gerekir.
- Sperm şekil bozuklukları: Globozoospermi, pinhead, kuyruk anomalileri gibi belirgin şekil bozuklukları, gebelik oluşumunda ciddi engeldir. Böyle durumlarda doğal yolla gebelik beklenmez. Tüp bebek sırasında da buna yönelik tedbirlerin alınması gerekir.
- Azoospermi araştırması: Sperm sayısı kadının gebe kalması bakımında kesin bir ölçüt değildir. Ama azoospermi ayrı. Azoospermi durumunda doğal yolla kesinlikle çocuk olmazken, kanal tıkanıklığı ya da hormon eksikliğine bağlı ise, tedavi edildiği takdirde doğal yolla da gebelik sağlanabilir.
- Total hareketsiz (immotil) spermler: Spermlerin hepsinin de hareketsiz olması total immotil siliya veya Kartagener sendromu gibi spermin yapısal kusurlarından kaynaklanan durumlardır. Doğal yolla gebe kalınması beklenmez. Ama spermlerin sağlıklı olması durumunda tüp bebekle çocuk sahibi olma şansı edinilebilir.
- Testis sağlığının değerlendirilmesi: Testisler, spermleri besleyen ve koruyan organlardır. Bunların sağlıklı olması spermin de sağlıklı olması bakımından çok önemlidir. Yukarıda sayılan etkenlerin gelişmesinde asıl olan testis sağlığındaki bozulmadır. İçinde bulunulan çevresel şartlar, beslenme, enfeksiyonlar, testis içinde hormonal dengenin bozulmuş olması, varikosel ve bunlara benzer birçok etken testis sağlığı için önemli risk oluşturur. Bunlara yönelik düzenlemelerin yapılması, spermlerin de sağlığının korunması bakımında önemlidir.
- Genel beden sağlığının kontrolü: Testisler, insan bedeninin bir parçasıdır ve fonksiyon görmesi de genel vücut sağlığı ile yakından ilgili olmak zorundadır. Çocuk olmaması, vücutta bulunabilecek ve hayatı tehdit eden birçok hastalığın habercisi olabilir. Testis kanseri, karın içi tümörleri, beyin tümörleri, inmemiş testis, diyabet, çocuğa geçebilecek ciddi genetik kusurlar gibi durumlar bazen sadece infertilite araştırması sırasında ortaya çıkarılabilir. Bunlara yönelik bulgular varsa ileri testlerle aydınlatılması gerekir.
- Cinsel fonksiyonların değerlendirilmesi: Çocuk olması sağlıklı bir cinsel ilişki ve yeterli meni atılması ile gerçekleşir. Bu fonksiyonlardaki bozuklukların ortaya çıkarılarak düzeltilmesi, sadece çocuk olması bakımından değil aynı zamanda çiftlerin uyumlu bir birliktelik sürdürebilmeleri bakımından da önem taşır.
Prof.Dr. Kaan AYDOS