Çocukluk ya da erişkin dönemde ortaya çıkan testis kanseri, lenfoma ve lösemi gibi malign hastalıklar son derece yüz güldürücü şekilde tedavi edilebilmektedir. Tedavide sıklıkla kemoterapi uygulanır. Ancak kemoterapi sperm hücreleri için yüksek derecede toksik etkiye sahiptir. Bu nedenle tedaviden sonraki yıllarda bu olguların çocuk sahibi olabilme potansiyellerini de korumak tedavinin önemli bir parçası olma durumundadır. Kemoterapinin asıl toksik etkisi sperm kök hücreleri üzerine olur, yani spermatogoniumlara. Çünkü bu hücreler çok hızlı bölünerek çoğaldıkları için ilaçların etkilerine oldukça hassastırlar. Tedaviye başladıktan 2-3 ay sonra bozulma başlar.
Böyle olgularda spermlerdeki kaybolmayı önlemenin 2 yolu vardır; ya tedaviden önce spermlerin ya da testis dokusunun dondurularak saklanması, ya da tedaviden sonra mikroTESE ile testislerden sperm elde edilmesi. Tabii ki ilk tercih edilecek seçenek, spermlerin saklanması olmalıdır. Ancak tedavi sonrası gelişen azoospermi durumunda TESE ile de olguların önemli bir kısmında sperm elde edilebilmekte ve sağlıklı doğumlar gözlenebilmektedir. İşte, içinde bulunduğumuz yıl Japonya’da yapılan bir araştırma, kemoterapi sonrası azoospermi gelişen erkeklere mikroTESE yapıldığında olguların %47’sinde canlı sperm elde edilebildiği ve tüp bebek sonucunda da %27’sinde sağlıklı bebeklerin dünyaya geldiği gösterildi. Hastaların dökümü aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Sperm elde etme oranları diğer ülkelerde de hemen hemen benzer bildirilmektedir.
Netice olarak, kemoterapi alacak erkeklerde öncelikle sperm saklanması, bunun yapılmadığı durumlarda da eğer kemoterapi azoospermiye neden olmuşsa, mikroTESE ile testislerde sperm aranması başarılı bir tedavi olanağı sunmakta.
Kaynak:
Shin T, Kobayashi T, Shimomura Y, Iwahata T, Suzuki K, Tanaka T, Fukushima M, Kurihara M, Miyata A, Kobori Y, Okada H. Microdissection testicular sperm extraction in Japanese patients with persistent azoospermia after chemotherapy. Int J Clin Oncol. 2016 Jun 15.