Normalde, aşılama (IUI) ya da tüp bebek (ICSI) yapılırken spermin hazırlanması gerekir. Hazırlanma sırasında meninin sıvı kısmı atılır ve mümkün olduğunca çok sayıda, şekli ve hareketi iyi spermler elde edilmeye çalışılır. Günümüzde yaygın olarak kullanılan teknikler yüzdürme ve gradiyent ayrıştırma yöntemleridir. Yeni geliştirilen mikroakışkan çip tekniği (macrofluidic sperm sorter chip*) ise, üzerinde ancak sağlıklı spermlerin sığabileceği ölçüde deliklerin bulunduğu bir filtreden geçirilmek suretiyle spermlerin şekli düzgün ve hareketi iyi olanlarının ayrı bir haznede toplanması esasına dayanır**. Bunu yaparken de spermlere dışarıdan ayrıca müdahale edilmemekte, spermler kendi güçleri ile toplama kabına ulaşmaktalar. Böylece tüp bebekte ya da aşılamada kullanılacak spermler seçilirken fazla travmaya uğramamış olurlar. Çünkü standart yöntemlerde sperm alındıktan sonra santrifüjden geçirilir. Bu işlemler zayıf spermleri parçalayarak ortama bazı enzimlerin çıkmasına ve bunlar da sağlam spermlerde DNA hasarına neden olabilir.
Etkinliği henüz yaygın olarak kabul edilmemiş olsa da bu teknik ile hazırlanan spermlerle daha başarılı sonuç alınması beklenmekte. Çünkü çip ile seçilen spermlerde DNA hasar oranı daha düşük olacak, oksidatif strese (ROS) bağlı bozulma riski azalacaktır. Ancak kesin bir kanıya varmak için henüz elimizde yeteri kadar bilimsel veri de bulunmamakta. Standart sperm hazırlama yöntemlerinde santrifüj işlemi yapıldığı için, hafif şekil bozukluğu ve hareket zayıflığı bulunan spermler de karışarak, toplanan spermlerin sayısı fazla olur. Oysa her hareketi zayıf ya da şekli bozuk spermin DNA’sı da bozuk olmayacağı için, elde edilen bu çok sayıdaki spermlerde sağlıklı olanların oranı da rölatif olarak artacaktır. Dolayısıyla, çip ile hazırlanmış ya da standart yöntemlerle hazırlanmış spermlerin aşılama ya da tüp bebek başarıları arasında anlamlı bir fark olacağını söylemek için henüz erken olup, daha fazla sayıda tecrübeye ihtiyaç vardır.
Ben, hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, önce erkeğin tedavi edilerek spermlerinin DNA hasar oranlarının azaltılmasını, meni ile çıkan sağlıklı sperm sayısının artırılmasını öneriyorum. Böylelikle daha sonra çip ya da standart yöntemle sperm hazırlandığında, daha fazla sayıda sağlıklı sperm elde edilebilecektir. Örneğin her 100 spermden 70 tanesinin DNA hasarı taşıdığı bir örneği çip ile hazırlasak, en fazla 30 adet, çoğu sağlıklı sperm elde edebiliriz. Aynı örneği standart santrifüj yöntemi ile hazırlasak, bundan daha fazla sayıda sperm elde edebiliriz ama travmaya bağlı olarak aralarında DNA hasarı taşıyan sperm sayısı da 30’dan fazla olacaktır. Oysa bu erkeği önceden tedavi etsek ve menideki sağlıklı sperm sayısını 80’e çıkarsak ve daha sonra spermini hazırlasak, hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın toplayacağımız sağlıklı sperm sayısı da en azından 2 katına çıkmış olacaktır.
Çip tekniği tedavi edici özellikte değildir. DNA hasarını düzeltmez. Sadece hazırlama sırasında mevcut sağlıklı spermlerin hasarlanmasını önler. Oysa sperm DNA hasarları sadece sperm hazırlanması sırasında ortaya çıkmaz. Yapısal nedenlerden, gelişim bozukluklarından, varikoselden, geçirilen enfeksiyonlardan, hatta sigaradan ya da daha da önemlisi çevresel faktörlerden dolayı meydana gelir. İçinde çalışılan ortamdaki toksik maddeler, elektromanyetik dalgalar, aşırı sıcak gibi günlük yaşantımızda elimizde olmadan maruz kalabileceğimiz başka nedenler de sayılabilir. Stresin bile etkisi olduğu gösterilmiş. Ama neden her ne olursa olsun, oksidatif stres ve sperm DNA hasarları tedavi ile büyük oranda düzelmekte. Son yıllarda yapılan çok sayıdaki bilimsel çalışma, antioksidan ilaçların bu konuda büyük oranda etkili olduğunu ortaya koydu. İşte bu nedenle, önce bir takım yaşam tarzı düzenleyici önlemler alarak ve beraberinde de antioksidan ilaç kullanarak meni ile çıkan sağlıklı spermlerin sayısını artırırsak, aşılama ya da tüp bebekte kullanılmak üzere sperm hazırlanırken, hangi yöntem olursa olsun daha fazla sayıda sağlıklı sperm elde edebiliriz. Üstelik hasar oranı düşürüldükten sonra doğal yolla da gebelik şansı artacak ve aşılama ya da tüp bebeğe gerek kalmayabilecektir.
Prof.Dr. Kaan AYDOS
*Asghar W, et al. Adv Healthc Mater. 2014 Oct;3(10):1671-9.
**http://koekbiotech.com/fertile-plus/