Yakın tarihli çalışmalar, kadında sperm ile yumurta birleştiği zaman gebeliğin gelişebilmesi için gereken ilk sinyallerin sperm tarafından yumurtaya taşındığını ortaya koymuştur. Dolayısıyla, sperm ne kadar sağlıklı olursa, gebelik de o kadar sağlıklı gelişecek ve çocuğun sağlığı da o kadar iyi olacaktır.
Bu konuda Amerika’da Wayne State Üniversitesi Moleküler Tıp ve Genetik Bölümünde uzun yıllardır geniş araştırmalar yapılmakta. Yayınladıkları raporlarda sağlıklı bir döllenmenin gerçekleşmesi ve gebeliğin sorunsuz biçimde devam edebilmesinde sperm kalitesinin son derece önemli olduğunu bilimsel anlamda kanıtlarıyla ortaya koymuşlardır (Jodar 2013).
Benzer şekilde Belçika’nın beş asırlık geçmişe sahip en büyük üniversitesi olan KU Leuven Üniversitesi Epidemiyoloji Araştırma Grubu da içinde bulunduğumuz yılda ilginç bir çalışma yaparak sonuçlarını yayınladı (Soubry 2015). Araştırıcılar, beslenme ve içinde yaşanılan çevre gibi faktörlerin erkeğin spermlerini etkileyerek döllenme ve gebelik gelişmesi ile sağlıklı bir çocuğun dünyaya gelmesinde ne derece etkili olduğunu açıkça gözler önüne serdi. Buna göre erkeğin yaşam tarzı spermin genetik yapısını değiştirmekte ve çocuklarında nesiller boyu aktarılabilecek kalıcı fiziksel değişikliklere neden olmaktadır. Bu değişiklikler iyi yönde ya da zararlı yönde de olabilir. Dolayısıyla, erkek sağlığı çocuk gelişiminde son derece önem taşımaktadır.
Spermin çekirdeğinde RNA adı verilen çok özel molekül parçacıkları bulunur. Bunların asıl görevi, sperm hücreleri bölünüp de çoğalırken gerekli yapı taşlarını aslına uygun biçimde yan yana dizmek suretiyle o hücrenin aynısını yapmaktır. Böylece tek bir sperm kök hücresinden binlerce hücre oluşabilir. Ama yukarıda bahsettiğimiz araştırıcılar, bu RNA’ların sadece sperm hücrelerini çoğaltmakla kalmayıp, döllenme sırasında yumurtaya da geçerek, gebeliği başlatmak üzere yumurtanın genetik makinesini de çalıştırdıklarını ortaya çıkardı.
Yumurtanın çevresine çok sayıda sperm toplanır ama içlerinden sadece bir tanesi çocuk yapmak üzere içeri girmeyi başarır.
Cinsel ilişki sırasında erkeğin spermleri kadında önce vajinaya atılır, oradan da rahim içine girerek döllenmenin gerçekleşeceği kanallara gider. Rahime açılan kanalların ampulla adı verilen odacıklarında yumurta ile karşılaşır ve salgıladığı özel enzimlerle yumurtayı çevreleyen zarları eritip, onun içine girer. O ana kadar sessizce bekleyen yumurta, spermin girmesi ile canlanır. Bunu sağlayan da, spermin taşıdığı bu RNA parçacıklarıdır. RNA parçacıkları yumurtanın genetik makinesinin içine girerek onu çalıştırır ve bölünmesini sağlar. Yumurta bu sayede önce ikiye, sonra dörde ve arkasından takip eden bölünmelerle milyonlarca hücreye bölünür. Çoğalan hücreler de embriyoyu, yani bebeğin en küçük cüssesini oluşturur. Daha sonra bu embriyodan fetüs meydana gelir ve ilerleyen aylarda da çocuk şekillenmeye başlar. Nihayet gebelik süresi dolunca bebek de dünyaya gözlerini açar.
Mademki bu RNA parçacıkları çocuğun oluşması ve gelişiminde önemi anahtar rolü oynamakta, o halde çocuğu olmayan erkeklerde sperm içindeki RNA’ları inceleyerek neden çocuk olmadığı ya da olacak çocuğun sağlığı hakkında önemli bilgiler edinebiliriz. İşte son zamanlarda, klasik sperm tahlili yanı sıra bu tür tetkiklerin yapılması da önerilmekte. Diğer bir ifadeyle, eğer spermlerin RNA’sını tetkik eder ve bozuk olduğunu ortaya koyabilirsek, bunu tedavi ederek çocuk sahibi olunması da sağlanabilir. Üzerinde çalışılan konu da zaten bu. Gerçekten de bunun çok yararlı olduğu başka araştırıcılar tarafından da vurgulanmakta. Örneğin Almanya’da Hamburg-Eppendorf Üniversitesi Androloji Bölümünde yapılan bir araştırma, bir çeşit RNA ürünü olan protamin proteinlerinin miktarının normal sperme sahip olanlarda 0.98 iken, hastalarda 0.78’e kadar düştüğünü, bunlarda da gebelik şansının anlamlı derecede düştüğünü göstermiştir. Araştırıcılar netice olarak, erkeklerde protamin RNA miktarlarına bakarak spermdeki bozukluğun nedeninin bulunabileceğini ve çocuk sahibi olma şanslarının tespit edilebileceğini söylemekteler. Eğer böyle bir bozukluk olduğu gösterilebilirse, uygun tedavisi yapılarak gebelik olasılığının da artırılması mümkün olabilecektir (Rogenhofer 2013).
Sperm kuyruğu ile ilerleyerek, başı içindeki çekirdeği yumurtaya taşır. Çünkü çekirdekte bulunan genetik malzemeler, doğacak çocuğun yapısını şekillendirecektir.
Sonuç:
Spermin bir görevi de, döllenme sırasında yumurtayı uyararak embriyo gelişmesini başlatmaktır. Sperm ne kadar sağlıklı olursa, embriyo gelişimi ve dolayısıyla gebelik de o kadar sağlıklı ilerleyecektir. Bu nedenle, uzun zaman denenmesine rağmen doğal yolla çocuk sahibi olamamış çiftlerde, tüp bebek başarısızlığı durumunda ya da kadında yumurta zayıflığı söz konusuysa, sperm kalitesini artırıcı önlemlerin gebelik başarısını da artıracağı düşünülebilir.
Çevre kirliliği, beslenme, sigara ya da bilgisayar, cep telefonu gibi elektromanyetik dalgaların spermin içindeki RNA moleküllerinde yapacağı hasarlar, embriyo sağlığını önemli derecede etkileyebilir.
Sperm RNA molekülü bozukluklarının tahlillerde gösterilmesi, çocuk olmamasının nedenini ortaya çıkarması bakımından önemlidir. Böylece uygun tedavisi de yapılabilir.
- Jodar M, Selvaraju S, Sendler E, Diamond MP, Krawetz SA; Reproductive Medicine Network. The presence, role and clinical use of spermatozoal RNAs. Hum Reprod Update. 2013 Nov-Dec;19(6):604-24.
- Soubry A. Epigenetic inheritance and evolution: A paternal perspective on dietary influences. Prog Biophys Mol Biol. 2015 Mar 10.
- Rogenhofer N, Dansranjavin T, Schorsch M, Spiess A, Wang H, von Schönfeldt V, Cappallo-Obermann H, Baukloh V, Yang H, Paradowska A, Chen B, Thaler CJ, Weidner W, Schuppe HC, Steger K. The sperm protamine mRNA ratio as a clinical parameter to estimate the fertilizing potential of men taking part in an ART programme. Hum Reprod. 2013 Apr;28(4):969-78.
- http://www.asianscientist.com/2012/04/in-the-lab/trim-gene-embryo-survival-after-fertilization-in-mothers-egg-2012/
- http://www.oldschool.com.sg/modpub/7962434324a3a7f5d8e0d5