KISIRLIK NEDİR
Kısırlık, çiftlerin istemelerine ve koruyucu bir önlem almamalarına rağmen 1 yıl içerisinde çocuk sahibi olamamaları olarak tanımlanır. Ancak 35 yaşın üzerindeki kadınlarda daha kısa süre içerisinde tedaviye başlanılması gerekir. Unutulmamalıdır ki, herkesin 1 yıl içerisinde çocuğu olması gerekmez. Çocuk sahibi olan çiftlerin sadece %85'i 1 yıl içinde çocuk sahibi olmuşlardır. Diğerleri daha sonraki yıllarda bunu başarmışlardır.
KISIRLIKTAN KORUNMAK İÇİN
Erkekte sperm üretimi bir çok nedenden dolayı bozulabilir. Bunlardan bazılarının erkenden tanınması ve tedavi edilmesi çok önemlidir. Örneğin yeni doğan bir çocukta yumurtalarının en geç 2 yaşına kadar yerine inmesi gerekir. Aksi takdirde ileride yumurtalarındaki bozulmaya bağlı olarak kısırlık sorunu yaşayabilir.
Erken tedavisi gereken bir diğer hastalık ise Varikosel'dir. Ergenliğe girme yaşlarında varikoseli bulunan çocukların ileride üreme sorunu ile karşılaşmamaları için tedavi edilmeleri önerilmektedir.
Sigarayı bırakmak: Sigara gerek erkekte gerekse kadında üreme ve cinsel fonksiyonlar üzerinde son derece zararlı etkilere sahiptir. Erkete sperm sayısını ve canlılığını bozarken, kadında da gebe kalmayı önler, hatta düşük riskini artırır. Sigara dumanına maruz kalmak da sigara içmek kadar zararlıdır. Terk edilmesi çok güç olan bu alışkanlıktan vazgeçmek için elden gelen her şey yapılmalı, gerekirse tıbbi yardım alınmalıdır.
Sıcak uygulamalardan kaçınmak: Sauna, hamam gibi sıcak banyoların testislerin çalışmasını bozucu etkileri vardır. Bu nedenle sperm sayısını azaltarak kısırlığa yol açabilirler. Bu uygulamaları sık yapmaktan kaçınılmalıdır. Ancak bu sıcak duş alınmayacak ya da kısa süreli banyo yapılmayacak anlamına da gelmez! Diğer yandan, uzun süreli araba kullananlarda da ısı artımı sperm üretiminin bozulmasına katkıda bulunabilir.
Alkol alışkanlığının bırakılması: Alkolün erkek ve kadında üreme fonksiyonlarını bozucu etkileri vardır. Direkt testislerin çalışmasını bozabileceği gibi, karaciğer yetmezliğine yol açarak ya da normal beslenme alışkanlıklarını değiştirerek de sorun yaratabilir. Erkekte sperm yapımı ve sayısını azaltır. Ancak ne kadardan fazla alkol zararlıdır konusunda kesin bir veri yoktur. Yine de çocuk sahibi olmak için gayret edildiği süre içerisinde alkol alımını mümkün olduğunca azaltmak uygun olacaktır.
Uyarıcı ve uyuşturucu ilaç alınmaması: Amfetamin, kokain, eroin, methadone, opiatlar gibi alışkanlık yapıcı ilaçlar vücudun hormon dengesini bozarak gerek cinsel fonksiyonlar gerekse sperm üretimi üzerine zararlı olurlar. Benzer şekilde, anabolik steroidler denen ve doping amacıyla kullanılan uyarıcı özellikteki ilaçların da olumsuz etkileri bilinmektedir.
Uzun süreli, yüksek doz testosteron kullanılması bazı erkeklerde sperm yapımını baskılayabilir.
Hormonlu besin maddeleri: Östrojen etkisine sahip hormonlarla yetiştirilen besin maddeleri vücudun hormon dengesini değiştirerek sperm kalitesini bozabilirler. Özellikle annenin gebelik sırasında bu besinlerden alması, çocuğun testis gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir ve ileride kısır kalmasına yol açabilir.
Giyisilere dikkat edilmesi: Dar ve sıkı pantolon, kot, şort ya da iç çamaşırlar skroum içinde ısı artımı yaparak spermin kalitesini bozabilirler. Bu nedenle gevşek ve dar olmayan giysilerin tercih edilmesi önerilir.
Cinsel ilişkinin uygun zamanlaması yapılmalı: Kadında ayda sadece bir kez yumurtlama olur. Kadın yumurtasının yaşam süresi ise 16-18 saattir. Bu nedenle spermin bu süre içerisinde kadın yumurta hücresi ile karşılaşması gerekir. Kadında yumurtlama, bir sonraki adetin başladığı günden yaklaşık 12-15 gün önce olur. İşte bu günlere denk gelecek şekilde, gün aşırı ilişkide bulunulması gebelik şansını önemli ölçüde artıracaktır.
Çalışma ortamındaki zararlı maddelerden uzak durulması: Kurşun gibi ağır metaller, böcek ilaçları ve anestezi gazları ile ilgili iş yerlerinde çalışanların sperm kalitesinde bozulma olabileceği bilinmektedir. Aynı şekilde radyasyon ile uğraşılan yerlerde de risk söz konusudur. Bu durumda kısırlık gelişmesi mümkündür.
Stresin azaltılması: Kadının gebe kalabilmesi için sağlıklı bir cinsel ilişki ilk koşuldur. Erkekte gerek iş nedeniyle gerekse günlük yaşamdan ya da çocuk sahibi olma gayretinden kaynaklanan stres, cinsel ilişkiye girilmesinde problem yaratabilir. Diğer yandan, stres nedeniyle hormonal dengede bozulma ve bunun neticesinde sperm değerlerinin düşmesi ortaya çıkabilir. Diğer yandan, stresli durumda girilen cinsel ilişki sırasında dışarı çıkan meni miktarında da azalma söz konusudur. Her ne olursa olsun, stresi yenmenin yollarını araştırmamız gerekmektedir.
Cep telefonları ve diğer elektromanyetik alanlara dikkat edilmesi: Şehir yaşamında veya iş yerlerinde maruz kalınan elektrik dalgalarının etkisi, zarar verici sınırın çok altında kalmaktadır. Fakat cep telefonları gibi orta şiddette ve yüksek frekansta elektromanyetik alan yaratan cihazların, şimdilik hayvanlarda gözlendiği kadarıyla sperm üretimi üzerine zararlı etkisi bulunmaktadır. Ancak bu konuda yeterli veri yoktur. Yine de mümkün olduğu kadar bu cihazların zararlarını aza indirecek önlemlerin alınması uygun olacaktır.
KADINDA MI YOKSA ERKEKTE Mİ
Kısırlık nedeniyle tetkik ve tedavi edilen eşlerin yarısında erkeğe ait bir sorun bulunurken, diğer yarısında da kadında bir sorun vardır. Yaklaşık üçte birinde sadece erkekteki bir hastalık kısırlığa neden olmaktadır. O yüzden, eşlerin mutlaka birlikte doktora görünmeleri ve aynı anda muayene ve tetkik edilmeleri şarttır! Aksi takdirde boşuna beklenilmiş olunabilir. Örneğin erkekte menide hiç sperm hücresi bulunmuyorsa kadın ne kadar tedavi edilirse edilsin doğal yolla gebe kalması mümkün değildir. Ya da kadında yumurtlama bozukluğu varsa, erkek normal bile olsa yine gebelik başarılamayacaktır.
Doktor tarafından karar verilmedikçe kısırlık nedeninin erkete mi yoksa kadında mı olduğu bilinemez! Bazen tahliller normal bile olsa erkek ya da kadının destekleyici tedavi almaları da gebelik şansını artırabilir. Bu da eşlerin birlikte doktora görünmeleri için önemli bir nedendir.
KISIRLIK NEDENLERİ NELERDİR
Kısırlık nedenleri erkekte 5 grupta toplanır:
1. Beyinden FSH, LH, prolaktin gibi üreme ile ilgili hormonların salgılanmasındaki bozukluklar.
2. Testislere ait hastalıklar, travma, zamanında yerine inmeyerek yukarıda kalması, varikosel, iltihapları, sperm üretimi bozuklukları, sperm hareket bozukluğu yapan yapısal hastalıklar, tümörleri, ışın tedavisi, bazı ilaçlar, aşırı sıcak, karaciğer ya da böbrek yetmezliği gibi sistemik hastalıklar ya da doğuştan anomaliler.
3. Meni taşıyan kanallarda doğuştan ya da sonradan olma tıkanıklıklar.
4. Peniste cinsel ilişki için yeterli sertleşmenin olmaması, penis eğrilikleri, meni çıkmaması.
5. Testosteron hormonunun çalışmasında yapısal bozukluklar.
Bunlar arasında en sık rastlanılanı varikosel'dir. Daha sonra sırasıyla hormon bozuklukları, enfeksiyon, inmemiş testis, peniste sertleşme sorunları, meni gelmesinde bozukluklar, immünolojik nedenler, sistemik hastalıklar, kanal tıkanıklıkları ve testis tümörleri gelir. Yine de olguların 1/3'ünde bir neden bulunamamaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda bunlarda genetik faktörlerin rolü olabileceği ortaya konmuştur.
SPERM HAZIRLAMASINDA ÇİP TEKNİĞİ
Normalde, aşılama (IUI) ya da tüp bebek (ICSI) yapılırken spermin hazırlanması gerekir. Hazırlanma sırasında meninin sıvı kısmı atılır ve mümkün olduğunca çok sayıda, şekli ve hareketi iyi spermler elde edilmeye çalışılır. Günümüzde yaygın olarak kullanılan teknikler yüzdürme ve gradiyent ayrıştırma yöntemleridir. Yeni geliştirilen mikroakışkan çip tekniği (macrofluidic sperm sorter chip*) ise, üzerinde ancak sağlıklı spermlerin sığabileceği ölçüde deliklerin bulunduğu bir filtreden geçirilmek suretiyle spermlerin şekli düzgün ve hareketi iyi olanlarının ayrı bir haznede toplanması esasına dayanır**.
Devamı için tıklayınız.... SPERMİN ENERJİSİ NEDİR?
Sağlıklı bir gebeliğin başarılarak çocuk sahibi olunması için öncelikle sperm hücresinin yumurtaya ulaşması, içine girebilmesi ve döllenme yapabilmesi gerekir. Bütün bu fonksiyonların gerçekleşebilmesinin ilk şartı, spermin yeterli bir enerji kaynağının olmasıdır.
Spermin enerjisini mitokondri dediğimiz organeli sağlar. Mitokondri adeta bir pil gibi çalışarak sperm hücresini sürekli besler. Bu sayede sperm kuyruğunu güçlü şekilde hareket ettirerek yumurtaya ilerleyebilir. Yine bu enerjiyi kullanarak yumurtanın zarlarını deler ve içindeki faydalı besinleri, döllenmeyi başlatacak enzimleri ve özellikle de çocuğa aktarılacak olan genetik malzemesini yumurtanın içine taşıyabilir. Ama asıl önemlisi, sentriol denilen bir diğer organelini yumurtaya kazandırmasıdır. Yumurtanın bölünerek embriyoyu ve bundan da fetüsü oluşturması, işte bu sentriol sayesinde olur. Sentriol motorunun çalışmaması durumunda embriyo gelişemez. Tüp bebek sırasında döllenme olmaması ya da embriyonun gelişmemesinin önemli bir nedeni, sentriol hastalıklarıdır.
Spermin mitokondrisi bozuk ise, bütün bu işlevleri yerine getirmeye yetecek enerji üretilemez ki bu da kısır kalınmasına yol açar. DNA hasarlarının başlıca sorumlusu, mitokondri hastalıklarıdır. Ancak günümüzde bu bozuklukları teşhis edecek ileri teknikler mevcut. Tanıda sperm tahlili, sperm morfolojisi, DNA hasar testleri ve genetik markırlar kullanılır. Şayet doğru tanı konursa, nedene yönelik bir tedavi şeması ile gebelik elde etmek mümkün olabilir.
AZOSPERMİNİN GÜNCEL TEDAVİSİ NEDİR?
Azospermi, sperm tahlilinde ölü ya da canlı hiç sperm hücresi çıkmamasıdır. Ancak ülkemizde son bir yıl içerisinde azospermi tedavisinde çok önemli ilerlemeler kaydedildi.
Böyle bir durumda öncelikle doğal yolla çocuk sahibi olabilmenin yolları aranmalı. Azoospermisi olan çiftlerin yaklaşık %10’unda bu mümkün. Şayet sperm kanallarında bir tıkanıklık varsa ya da testisleri besleyen FSH ve testosteron hormonları düşükse, tıkanıklık onarılarak veya eksik hormonlar yerine konularak yeterli sperm çıkışı sağlanabilir.
Bunların dışındaki olgularda mikroTESE ile testislerde sperm aramak gerekir. Testislerde çocuk yapma potansiyeline sahip 2 tür hücre bulunabilir; kuyruklu sperm hücresi ya da kuyruk gelişimi yetersiz spermatid hücreleri. Yeni ROSI tekniğinin çıkması ile, artık olgun sperm hücresi bulunmasa bile, yuvarlak spermatidlerle çiftlerin %7-10’unda gebelik elde edilebilmektedir. ROSI tekniği, kısırlık tedavisinde yeni bir umut yarattı.
Son yıllarda geliştirilen markır testleri ile TESE öncesinde testislerde tüp bebeğe uygun hücre olup olmadığı hakkında fikir edinebiliriz. Şayet testler olumlu gelirse, TESE ile alınan hücreler ICSI ya da ROSI tekniği ile kullanılarak gebelik beklenir. Ancak çocukta olası bir genetik kusur gelişmemesi için, her aşamada detaylı incelemeler de yapılır.